normalden 25 kez daha fazladır. 20-65 yaş arasındaki görme kaybının en sık
sebeplerinden biri olarak ortaya çıkar. Diyabetik hastalarda göz hasarı gelişme
ihtimali 10 yıllık diyabetiklerde %20, 30 yıllık diyabetiklerde %80 civarındadır.
Fakat hastalığın teşhis ve tedavisindeki gelişmeler sayesinde , zamanında yapılan
girişimlerle görmeyi ciddi şekilde etkileyen hasarlara günümüzde daha düşük
oranlarda rastlanmaktadır.
Diyabet ve retinopati için risk faktörleri nelerdir?
Diyabet hastalığının süresi ne kadar uzunsa, retinopati gelişme riski de o kadar
fazladır
Zayıf diyabet kotrolü,retinopati riskini yükseltir, bunu değerlendirmede HbA1c
seviyeleri önemlidir.
Yüksek tansiyon retinopati riskini arttırır.
Böbrek hastalığı ve protein kaybı – yüksek kreatinin seviyeleri retinopati ile ilişkili
bulunmuştur.
Yüksek kolesterol seviyeleri göz bulguları verebilir.
Tip 2 diyabet olgularında obezite ve retinopati ilişkili bulunmuştur.
Retinopati gebelik esnasında ilerleyebilir, diyabet ve tansiyonu iyi kontrolde tutulmalı.
Tanı ve Tedavi için öncelikle hastanın gözünün retina tabakası incelenir. Eğer
diyabetik retinopati bulguları mevcut ise retina damarlarının muayenesi anjiyografi
ile tamamlanır. Anjiyografi de, tıkalı damar ve yeni damar oluşumu saptanırsa
yapılacak laser tedavisi hastanın görmesini koruyacaktır. Göz içi kanama mevcut ise
ultrasonografi uygulayarak gözün arka bölümünün durumu incelenir. Gözde retina
damarlarında tıkanıklıklar veya yeni damar gelişimi saptanır ise hastaya laser tedavisi
uygulanır. Bu tedavi gözde tıkalı olan bölgedeki oksijen ihtiyacını karşılamak için
gelişen anormal damarların oluşumuna dolayısı ile kanamalara ve gözün kaybına
engel olur. laser tedavisi, görmenin azalmasını önler. Vitrektomi dediğimiz ileri
mikrocerrahi yöntemi ile göz içine girerek hasar veren dokuları temizlenip,hastalara
görme kazandırılabilir.
Göz muayeneleri ne sıklıkta yapılmalıdır?
Tip 1 diyabet olgularında ;
Tanı konulduktan sonraki 3. - 5. yılında ve sonrası yılda bir ,
ya da çocukluktan beri takipli olgularda püberte de göz muayenesi mutlaka
yapılmalıdır.
Tip 2 diyabet olgularında;
Tanı konulmasıyla beraber ilk göz muayenesi ve sonrası yılda bir yapılmalıdır.
Önceden diyabet saptanmış kadınlar gebe kalırsa;
Her 3 ayda bir ve doğumdan 6 hafta sonra göz muayenesi yapılmalıdır.
Diyabet olgusu eğer görme ile ilgili problemler yaşıyorsa , daha sık göz
muayenesinden geçirilmelidir
Fundus Flourescein Anjiografisi (FFA) denilen gözdibi anjiosu da son derece kolay
bir muayene yöntemidir. Göz bebekleri damlalarla genişletilir. Kol damarlarından
floresan bir boya maddesi verilerek boyanın göziçi damarlarında dolaşımı gözlenir
ve fotoğrafları çekilir. Böylelikle damarlardan sızıntılar, kanamalar, birikintiler,
beslenmeyen sahalar, yeni damarlar, zar oluşumları ve diğer hasarlar tespit edilir. Bu
sayede tedavi edilecek sahalar belirlenmiş olur. Göz dibi anjiosunun diyabetik retina
hastalığı başlamamışlarda kontrol amacıyla yılda bir kez, retina hastalığı belirtileri
başlamış olanlarda, 6 ayda bir yapılması tavsiye edilmektedir.
Diyabet ve retinopati de tedavi nasıldır?
Yapılan çalışmalarda, lazer fotokoagülasyon uygulamasının diyabet e bağlı
retinopati olgularında görme kaybını önlemede riski belirgin olarak azalttığı
gösterilmiştir.
Laser tedavisi
Diyabetik göz hastalığında retina tabakasındaki bozuklukları ve hastalıkları
düzeltmek amacıyla kullanılır. Laser tedavisi ağrısız bir işlemdir: Göz bebekleri
damlalarla genişletilir. Göze bir muayene merceği takılır. Laser yapılırken, hastanın
tek hissettiği ışık parlamalarıdır. Diyabette retinaya laser 2 şekilde uygulanır.
Sadece lokal bir hasar veya ödem varsa, yalnız o bölgeye laser uygulaması yapılır.
Diyabetik hasar sadece bir sahayla sınırlı değilse, maküla bölgesi hariç tüm retinaya
birkaç seans boyunca laser uygulanır. Proliferasyon safhasındaki diyabetik retina
hastalıklarında uygulanır. Tedavi, çoğunlukla laserle yapılmakta ve ana hatlarıyla
ikiye ayrılmaktadır:
Birincisi, retinada yeni oluşan damarların gerilemesini sağlayacak şekilde laser
yapılarak göz içine kanama, retina dekolmanı ve glokom oluşması engellenir. Çoğu
hastada istenilen sonuç elde edilmekle birlikte, bazen yapılan etkin laser tedavisine
rağmen bu komplikasyonlar oluşabilmektedir.
İkincisi, maküla denilen görme merkezinde su toplanması olan hastalarda ödemi
azaltmak veya yok etmek için yapılan laser tedavisidir. Tedaviyi takiben ödem
kaybolsa veya azalsa bile görme artmayabilir. Bunun için, bu lezyonlar ne kadar
erken tedavi edilirse, görme o kadar iyi düzeyde kalmaktadır. Bununla birlikte, tedavi
sonrası görmenin daha iyileştiği veya daha kötüleştiği de olmaktadır.
Laser tedavisine rağmen göz içine kanama, retina dekolmanı ve glokom olan
veya makula ödeminin devam ettiği durumlarda vitrektomi ameliyatı yapılmaktadır.
Anatolia Göz'de vitrektomi ameliyatlarıyla başarılı sonuçlar elde edilmektedir
.
Diyabet e bağlı retinopati dışında diğer göz hastalıkları nelerdir?
Glokom, 40 yaş üstü görülebilen bir hastalıktır.Diyabet olgularında daha sık
rastlanması ve pek belirti vermemesi nedeniyle yıllık kontroller önem arz eder.
Katarakt, genelde ileri yaşlarda lens bulutlanmasıyla gelişen bir tablodur, eğer olgu
diyabet liyse daha erken yaşta ve daha hızlı seyirlidir.
Göz bozuklukları nedeniyle gözlük numarası belirlenirken kan şeker seviyelerinin
regüle olması beklenmelidir, yoksa yanlış değerlendirmeler yapılabilir.
Avrasya Hospital Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Kemal Yıldırım