Size göre Zeytinburnu’nda kentsel dönüşüm ne aşamada?
Bence Zeytinburnu,Kensel Dönüşüm Konusunda sınıfta kaldı. 1999 tarihinde yaşadığımız Marmara depreminden sonra, özelikle 2000’li yıllarda İstanbul’un bütün üst geçitlerinde ve bilbordlarda Kentsel Dönüşüm Zeytinburnu’nda başladı diye pankartlar asılmıştı.
İstanbul Times Haber Merkezi
Vatandaş o günlerde, devlet sağlıksız, niteliksiz binaları tesbit edecek. Binalarının bulunduğu arsaları koruyacak, eski binaları yıkacak, bu arsaların üzerine modern, sağlıklı, yaşam kalitesi daha yüksek, nitelikli yeni binalar yapacak. Bizlerde kendi dairelerimizi toprak karşılığı vereceğiz. Karşılığında aynı emsalde daire alacağız, sandılar. İstanbul’daki vatandaşlar bu pankartları görünce Zeytinburnu’ndan başlayacak bu büyük proje bütün ilçelere yayılacak diye beklediler.
Vatandaş o günlerde, devlet sağlıksız, niteliksiz binaları tesbit edecek. Binalarının bulunduğu arsaları koruyacak, eski binaları yıkacak, bu arsaların üzerine modern, sağlıklı, yaşam kalitesi daha yüksek, nitelikli yeni binalar yapacak. Bizlerde kendi dairelerimizi toprak karşılığı vereceğiz. Karşılığında aynı emsalde daire alacağız, sandılar. İstanbul’daki vatandaşlar bu pankartları görünce Zeytinburnu’ndan başlayacak bu büyük proje bütün ilçelere yayılacak diye beklediler.
Yeşil alanlar imara açıldı
Zeytinburnu’nda Kentsel Dönüşüm Projesi adı altında, Devlet TOKİ ve KİPTAŞ eliyle Zeytinburnun’ndaki yeşil alanları imara açarak, Merkezefendi’de eski karpuz haline Merkezfendi akıllı evleri, Bozkurt Amatör sahası ve Şelale Park ile Koç Holdingin Bozkurt Fabrikasının (1969 tarihli planlarda dahi ağaçlandırma bölgesi olarak geçen alan) bulunduğu yeşil alan üzerine Şelale Park
Evleri yapılmaktadır.
1 + 1 Diareler Türk aile yapısına uygun değil
Sahil Park Evlerinde de,vatandaşa dairesinin %75’i karşılığı daire verilerek burada da büyük haksızlık yapılmıştır. Dairesini veren, Zeytinburnulu hemşerilerimin büyük çoğunluğu Sahil Park Evlerinde oturmamaktadır. Oturamamaktadır. 1 oda, 1 salon daire Türk ailesine uygun bir sistem değildir. Geniş aileye sahip Zeytinburnulu vatandaşlar, bu evlerini satarak Zeytinburnu’nun iç semtlerinde daire almışlardır.
KİPTAŞ’ın YDA firmasına yaptırdığı Sahil Park Evlerinde Zeytinburnu’nda oturan vatandaşlara verdikleri daire ile KOÇ Holdinge verdiği daire arasında çok büyük farklar vardır. Zeytinburnu’ndaki vatandaşlara verilen daireler yeşilden yoksun, birbirinin içine geçmiş, 1950 yıllarında yapılan renklendirilmiş sosyal konutlarına benziyor.
Buradaki dairelerin ortalama fiyatları, daire büyüklüklerine göre 300.000 TL. İle 500.000 TL. arasında değişmektedir. Halbuki Zeytinburnu’ndaki vatandaşların binalarının imar hakkı kullanılarak yeşil alandan imara çevrilen alandaki dairelerin en ucuz daire fiyatı:1.750.000 TL. Bu alanda, site içinde ayrık nizam, oyun parkı ve yeşil dokusu ön planda, modern, yaşam kalitesi yüksek binalar meydana çıktı.
Adaletin terazi yok
Zeytinburnundakivataşların imar hakları kullanılarak, haksız rantlar elde edilmiştir. Bu imar rantının bir kısmından orada oturan Zeytinburnu Halkı da yararlanmalıydı.
Zeytinburnu halkı bir dairesine karşılık 3 daire istememiştir
Bir de, basında çok çıkan haberle ilgili yorum yapmak istiyorum. Zeytinburnundaki hiç bir vatandaş, 1 dairesine karşılık 3 daire istememektedir. 1 Dairesinin karşılığında, 1 daire istemektedir. O da vatandaşın doğal hakkıdır. O arsa daki imar hakkı kiminse, imar artışından da o vatandaşımız yararlanmalıdır.
Şöyle düşünelim. Bir bölgeyi Kentsel Dönüşüme soktunuz. O bölgede mevcut binaların içinde toplam 100 adet daire var. Yeni yapılacak bina sayısı 200 adetse, 100 adet yapım maliyeti, masraflar, vergi, kar vs. TOKİ, KİPTAŞ veya özel müteahhide, kalan 100 dairede orda oturan bina sahiplerine ise, adaletli bir dağıtım ve dağılım varsa vatandaş neden itiraz etsin.
Devlet kurumları vatandaşa karşı açık ve şefaf olmalı
Vatandaşın itirazı, vatandaşın arsasının, binasının, arsasının üzerine o vatandaşın imar hakkıknı kullanarak yeni binalar yapacaksın veya tasarlayacaksın vatandaşa da ben senin dairenin karşılığı %75 oranında daire vereceğim. Vatandaş buraya kaç konut yapılacak diye sorduğunda sorunun cevabını alamayacaksa ve Bozkurt’ta yapıldığı gibi yüklenici firma ve KİPTAŞ vatandaşın imar hakkının üzerinde % 500 kar kazanacaksa, vatandaş bu konuda haklı, ben de olsam arsamı binamı vermem. Eğer, bir imar rantı oluşacaksa, bu imar artışından burada yıllardır oturan vatandaş da yararlanmalıdır.
Uzun dönem de Fikirtepelilerde mağdur olacaktır
Zeytinburnu Kentsel Dönüşüm Projesi konusunda treni kaçırdı. Aynı kötü uygulama bugün Fikirtepe’de uygulanmaktadır. Uzun vadede vatandaş burada da mağdur olacaktır.Kensel Dönüşüm Projesi, vatandaş odaklı olmalıdır. Kentin kültürü ve kimliği korunmalıdır. Yaşayan bir ilçe olmalıdır. Küçük esnaf korunmalıdır, berber, manav, bakkal gibi bizimle iç içe olan esnaflar mağdur edilmemelidir. Yapılan uygulamalara bakarsak mahalle kültüründen uzaklaştırılmış, Sitelerin içlerine hapsedilmiş bir toplum yaratılmak istenmektedir.
Lüks konutlarda daire satın alanlar çocuklarını hangi okula verecekler ?
Lüks konutlarda daire satın alanlar çocuklarını hangi okula verecekler ?
Benim en çok merak ettiği bir konu da Sümer mahallesinde bu binalar yapılıyor. Bu binalarda oturan insanlar marka kent Zeytinburnu diye büyük ücretler ödeyerek daire sahibi oldular. Bu arkadaşlar çocuklarını okutmak için kendilerine en yakın okul olan Sümer, Abulhakhamit’e veya İhsan Mermerci Lisesine çocuklarını verecekler mi? Zeytinburnu’nuda bu arkadaşlarla ortak bir paydamız olacak mı? Beraber, bir yerlerde Zeytinburnu için bir aya gelecekmiyiz?...
Zeytinburnun'nda devlet eliyle kentsel dönüşüm yara almıştır
Bence devlet eliyle Kentsel Dönüşüm Projesi, Zeytinburnu’nda bitmiştir. TOKİ ve KİPTAŞ geldiler yeşil alanları imara açtılar, eski hiç bir bina yenilenmeden yeşil alanların üzerine binaları özel firmalar yaptırdılar. Ve gidecekler...
Zeytinburnu’nun iç bölgeleri, zaten bitişik nizam ve katlı binalardan dolayı imar haklarının büyük kısmını doldurmuştu. Yerel müteahhitlik firmaları veya vatandaşlar devletinde son zamanlarda verdiği Kentsel Dönüşüm Kredisi ve imar harçlarında muafiyetlerle sağlanan olanaklarla binalarını yenileyeceklerdir. Belediyenin de parselleri birleştirmek süratiyle imar atışı vermesi de, bu bölgede iş yapacak firmalar için avantaj oluşturacaktır.
Yüksek binalar için neler düşünüyorsunuz ?
Türk ve İslam kültüründe komşuluk ilişkisi çok önemli 35 - 40 katlı binalarda zaten sağlıklı bir komşuluk ilişkisi beklenemez. Ben, Zeytinburnu’nda oturan bir mimar olarak bu tür çok yüksek binalara karşıyım. Bana göre 5 veya 6 katlı bina şekli bizim geleneklerimize çok daha uygun diye düşünmekteyim. Zeytinburnu’nun çepe çevresini bu yüksek katlı binaların oluşturması, Zeytinburnu’nun hava sirkilasyonunu da kesecektir.
Son bir ayda ülkemizde meydana gelen olayları kısaca irdeleyecek olursak Soma Maden Faciası için neler düşünüyorsunuz ?
Sizinde dediğiniz gibi bu tam bir faciaydı. Kömür insan hayatından daha önemli ve değerli duruma geldiğinde bu facialar kaçınılmaz olacaktır. Devletin elindeki bu kurumlar yok pahasına özelleştirilirken, burada çalışan ve çalışacak işçilerin hakları korunmamıştır. Taşeronluk sistemiyle bu işler devam ederse, korkarım memleketimizde bir çok canlar yanacaktır.
Yurt dışında da madenler var bize göre daha bilimsel ve düzgün çalıştıkları için hiçbirisinde bu tür büyüklükte bir facia yaşanmıyor. Demek ki bizdeki sorun, her iş kolunda olduğu gibidenetleme eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu arada hayatlarını kaybeden maden şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına da sabır diliyorum. İnşallah yetkililer bundan bir ders çıkar ve ülkemiz bir daha bu tür bir olayı yaşamayız.
Yurt dışında da madenler var bize göre daha bilimsel ve düzgün çalıştıkları için hiçbirisinde bu tür büyüklükte bir facia yaşanmıyor. Demek ki bizdeki sorun, her iş kolunda olduğu gibidenetleme eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu arada hayatlarını kaybeden maden şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına da sabır diliyorum. İnşallah yetkililer bundan bir ders çıkar ve ülkemiz bir daha bu tür bir olayı yaşamayız.
Diyarbakır Lice’de askeri bölgede bayrağımızın indirilmesi olayı için neler söylemek istersiniz ?
Bu olay kabul edilebilecek bir şey değil. Bayrak bu ülkede yaşayan herkesin ortak değeridir.
Bayrak devletlerin bağımsızlık sembolüdür. Bayrağı korumak bu coğrafya yaşayan her ferdi ortak görevi olmalıdır. Türkiye Cuhuriyeti sınırları içinde, üstelik askeri garnizonun içine giren terör örgütü üyesi bir kişini bayrak direğine çıkarak, Türkiye Cumhuriyetinin simgesi Türk Bayrağını indirmesi, Türk Milletinin vicdanlarını sızlatmıştır.
AKP hükümeti döneminde sahte delilerle ERGENEKON, BALYOZ gibi mahkemeler kurarak Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde kamuoyu baskısı oluşturuldu ve TSK çalıştıramaz hale getirildi. Bu coğrafyada, Türkiye Cumhuriyeti devletini koruyacaksak ve yaşatacaksak;güçlü bir orduya, güçlü bir ekonomik düzene ve demokratik ve laik bir siyasal düzene ihtiyacımız var. Bir daha bu tür bir olayın olmaması için herkesin daha dikkatli olması gerekir.
Musul Konsolosluğumuzun basılması ve vatandaşlarımızın rehin alınmasına nasıl bakıyorsunuz ?
Bu olay IŞİD denilen militanların her hangi bir vilayetimizi basıp 49 vatandaşımızı alıkoyulması ile eşdeğerdedir. Çünkü Konsolosluk demek bizim ülke toprağımız demektir. Hükümet olarak bir çok kırmızı çizgimiz vardı ama görülüyor ki hiçbir kırmızı çizgimiz kalmamış. Türkiye Cumhuriyeti devleti, vatandaşlarını koruyamayan bir duruma düşürülmüştür.
Vatandaşlarımız terör örgütü elinde rehinken bu konuda daha fazla şey konuşmak istemiyorum. Tek düşüncem ve temennim vatandaşlarımızın ailelerine sağlıklı bir şekilde kavuşmalarıdır.
Son Olarak çatı Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu için neler söyleyeceksiniz ?
CHP ve MHP’nin çatı adayı olarak lanse edilenProf.Dr.Ekmeleddin İhsanoğlu meclis dışındaki diğer siyasi partilerinde ortak adayıdır. Bana göre, isabetli bir aday olmuştur. Cumhurbaşkanı seçilebilmek in TBMM bulunan 20 milletvekilin ortak imzasıyla aday gösterebiliyor. Demek ki, Meclisteki 4 siyasi patinin Cumhurbaşkanı adayı olabilecekti.
Her parti kendi adayını çıkarıyor olsaydı, AKP’nin adayı büyük ihtimalle ilk turda seçilip cumhurbaşkanı olabilecekti. Diğer siyasi partilerde kendi oylarını alacaklardı. Merkez sağdaki yüzer gezer oylar kendilerine en yakın siyasi parti gördükleri AKP dışında, Cumhurbaşkanı adayı olarak milli ve manevi değerleri yüksek bir aday olan sayın Ekmeleddinİhsanoğlu adayı üzerinde mutabık kalacaklardır. Geçmişteki DYP ve ANAP seçmeni Cumhurbaşkanlığı seçimde belirleyici rol oynayacaklardır.
AKP’nin adayı muhtemelen, Başbakan sayınRecep Tayyip Erdoğan olacaktır.
CHP içinde ki farklı sesler bir araya gelip, farklı bir aday çıkartamazlar zaten. Eğer çatı aday olmasaydı. Ve siyasi parti liderleri anlaşmasaydı CHP’nin çıkartacağı adayın alacağı oy % 20-25 arasında olacaktı. Çatı aday konusunda hem meclisteki, hem de meclis dışındaki siyasi parti liderlerin bir araya gelmeleri Türk Demokrasisi için olumlu bir adımdır. Çatı aday CHP lideri Kılıçtaroğlu’nun bulduğu bir aday değildir. Sivil Toplum kuruluşlarıyla, toplumun dinamikleriyle bir araya gelinmiş, bütün siyasi partilerin ortak çalışmaları sonucu olarak Prof.Dr. Ekmeleddinİhsanoğlu ortak aday olarak meydana çıkmıştır.
Bu seçim önemli bir seçimdir. Bu seçimde vatandaşların bir kısmı 12.Cumhurbaşkanına bir kısmı da, 1.Başkana oy vereceklerdir.
Türk milleti sandığa giderken şunu düşünecektir. Ya bütün yetkileri kendi üzerinde toplayan toplumun büyük bir kısmıyla kavgalı olan, totoliter bir başkanlık sistemine aday olan yeni Cumhurbaşkanına, ya da toplumun büyük kısmı tarafında kabul gören, siyasetten ve siyasi partiden uzak ama devlet tecrübesi olan bir TBMM ve Türkiye Cumhuriyeti kurumlarıyla kavga etmeden, devleti yönetecek bir Cumhurbaşkanını tercih edecektir.
Benim şahsi kanaatim toplumun büyük kesiminin ortak adayı olan Prof.Dr.Ekmeleddinİhsanoğlu’nun ilk turda halkın % 52 oyunu alarak, Cumhurbaşkanı seçileceğidir.
Ramazan mesajınız ne olacak sayın Uluocak ?
Öncelikle Ramazan ayının Türk Milletine ve İslam alemine hayırlar getirmesini dilerim. İslam coğrafyasının özellikle Ortadoğu’da kan ve göz yaşlarının biran önce dinmesini Cenabi Allah’tan temenni ediyorum. İslam Coğrafyası, doğal zenginlikleri ve petrol yatakları dolayısıyla emperyalist devletlerin oyun sahası haline geldi. Bu coğrafyada petrol kaynakları bitene kadar en az 50 yıl, kan ve gözyaşı bitmez.
Musul konsolosluğumuz basılarak, Türk vatandaşlarının İŞID adlı radikal gruplarca esir alınması, Taferal’de ve Kerkük’de sadece şii mezhebine mensup diye soydaşlarımızın öldürülmesi kabul edilemez. Irak ve Suriye’deki sunni ve şii mezhep kavgası yüzünden korkarım bu iki ülke toprak bütünlüklerini koruyamayacaklar.
Türkiye’de bugün çok istenmesine rağmen bir mezhep kavgası yoksa, Türkiye Cumhuriyetinin o günkü kurucu iradesineborçuludur.
Kaynak:İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)