Zeytinburnu Times Haber Merkezi
Fakat Sabahattin Ali, Raif’i çok daha iyi betimliyor. Onun büyük bir yazar olduğunu
Kitap muhtemelen diğer yazarlar tarafından okunarak ve birbirlerine anlatılarak kendine bir okuyucu kitlesi ediniyor.” Güray Süngü “Türkiye’de yazar gerçekliğe ve nesnelliğe inmeye başladıkça romana ilgi azalıyor mu? sorusuna “Bir toplumu ayakta tutan bu tür edebi eserlerdir.
Sabahattin Ali’ye o dönemde böyle bir kitap yazma cesaretinden dolayı hayranlık duymamak mümkün değil.” cevabını veren Yanar’a “Fakat o dönemde Tanpınar ve Yaşar Kemal’in eserlerinin sonraki kuşakları etkilediğini görülürken, sanki Sabahattin Ali’nin böyle bir etkilemişliği söz konusu değil gibi.” demesi üzerine iseIşık Yanar “Sabahattin Ali deyince akla ilk olarak Kuyucaklı Yusuf kitabı geliyor.
Bir kasabada geçen acı bir hikâyeyi anlatır. Şehir içerisinde geçen romanlar yazan Tanpınar, Peyami Safa, Kemal Tahir gibi yazarlar da köy romanları furyasıyla o akıma yönelirler. Hatta Orhan Pamuk Cevdet ve Oğulları kitabının ilgi görmemesini o dönemden süregelen bu duruma bağlar. Sabahattin Ali Kürk Mantolu
1914 yılında Almanya’ya gitmiş, dönüşte dostlarına orada bir ressam kadınla yaşadığı aşk hikâyesini anlatmıştır. Bu bilinir. Bu yüzden kitabında hikayenin sonunu dramatize etmiş olsa da kitap insanın dimağında kalıyor.” dedi.
Güray Süngü’nün romanda Raif karakterinin aşk hikayesinin başlangıcını bir müzede gördüğü tablodaki kadına aşık olması olarak kurgulayan Sabahattin Ali’nin bunu neden yaptığını sorması üzerine ise; Işık Yanar “Raif bütün erkekleri temsil eden bir karakter olarak düşünürsek, burada erkeklerin kadını severek yücelttiği vurgulanmak isteniyor. Erkeğin sevdiği kadın, bütün kadınlar arasında diğerlerinden farklı bir tablo olarak ortaya çıkar.
Raif’in Kürk Mantolu Madonna ile bu şekilde karşılaşmasında Raif’in, yani erkeğin yüceltilmesi de var. Sonrasında tablodaki kadını bir gece kulübünde acz içinde görünce hayal kırıklığı yaşıyor mesela.
Genelde erkekler önce bir tabloya âşık
Kaynak : İstanbul Times Haber AJansı (İTHA)