2013-10-01 01:52:25

Paket hayırlı olsun

Hüseyin ÇETİNER

istanbultimes@gmail.com 01 Ekim 2013, 01:52

Dostlar merhaba,

Son 12 yılda ülkemizde meydana gelen gelişmeleri bir hayal edelim ne kadar aldığımızı görürüz.

-Kürtçe yasak olmaktan çıktı devlet Kütçe televizyon açtı

-Darbeler ve Darbeciler yargılandı

-İki pırpırlı bir astsubayın kaymakamları dövdüğü bir ülkeden asker de birer memur gibi sınırı bilir hale geldi.

-Vanlı deri işçisi Cemşit’de artık Uçak ile Van’a gidip gelebilir seviyeye geldi

-Hayatım boyu ev alamam diyen bir çok garip gureba da TOKİ sayesinde ev aldı (TOKİ’nin bir çok acımasızlığını da daha önce yazdım)

-Vatandaş hastane ve eczane kuyruklarında sürünmüyor

-Bugün git yarın gel,memurlar düğmemi koparırsan altı aydan başlar tehdidini yapamaz oldu

-Türkiye’nin yurt içinde ve yurt dışında itibarı arttı.
Eğri oturup doğru konuşacak olursak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Ak Parti hükümeti bir çok konuda risk aldı. 

Hükümet eskisi gibi şehit olan askerlerimiz için ,akan kanın hesabı sorulacak,bu son çırpınışları,devlet çapulcularla pazarlık yapmaz,bir avuç Apocu VS.VS gibi içi boş ve sonuca hizmet etmeyen laflar eden devlet yetkililerinin aksine Başbakan Erdoğan risk alarak ölen de öldüren de benim vatandaşım dur bakalım bu iş nedir diyerek GENÇ MİT başkanı Hakan Fidan’a ülkemiz için problem olan terör örgütü yetkileri ile görüş dediği zaman problemin devam etmesinden nemalanan bir çok kişi bu durumdan rahatsız oldu.

Bu kişiler PKK sorunu biterse biz de biteriz dercesine başlatılan süreci provake etmek için var güçleri ile çalıştılar. 
Bu satırların yazarı olarak 1984 yılından bu yana idarecilerin PKK mevzusunu küçümseyin çözüm yolları üretmek yerine sürekli inkar politikaları gütmeleri 30 yıl içinde bir avuç denilen terör örgütü mensubu sayısı aldı başını gitti.

Hiç bir terör örgütü halk desteği almaz ise yaşayamaz. Ama kabul edersiniz ama etmezsiniz PKK 1984 yılından beri bölge insanının tamamında olmazsa da bir çoğunda destek alıyor. Bu destek bir günde de olmadı. 1980 darbesinde Diyarbakır cezaevinde yapılan işkenceler PKK yı doğuran en önemli etken oldu.
Hükümet neden PKK ile pazarlık yapıyor diyenlere…
Ey tuzu kuru zevat… Hükümet bugün 40-50 yaşında olan PKK yetkilileri ile pazarlık yapabiliyor. Ama bu sorun böyle devam etseydi ve her gün her iki taraftan da ölü haberleri gelseydi belki bugünkü PKK.lıların çocukları ile 10 sene sonra pazarlık yapılacak ortam da olmayacaktı. 

Sanki eldeki istihbari bilgiler devlete ve MİT’e siz PKK ile konuşmayın bu problem 5-10 sene sonra biter dedi de devlet yetkilileri canımız sıkıl da OSLO ve kandile gidip PKK.yetkilileri ile görüşelim dedi.
Hükümet kardeşlik adımını atmasaydı artık üç beş sene sonra işler daha da zorlaşacaktı. 

Ey Milletim,
Ülkemizin maddi ve manevi olarak kanını emen bu terör olayını hangi parti ve hangi hükümet bitirirse bitirsin diğer siyasi partilerin bu işi siyaset dışı tutup hükümete destek verselerdi inanıyorum ki bu bele daha erken bitecekti.

Bakınız PKK Doğulu Kürt vatandaşlarına çocuklarınızı ilk 2 hafta okula göndermeyin dedi ama halk HOP dedi. Diğer bir ifade ile Hükümet bizlere bir çok hakkımızı verdi siz neden barış sürecini sabote etmeye kalkıyorsunuz diyerek okulları protesto etmek isteyen PKK.ye uymayarak evlatlarını okula gönderdi. 

Bunları söylerken hükümetin hatası yok mu ? Elbette ki var bakınız biraz da hata ve eksiklerinden bahsedelim :
Yabancı devletler (Yunan,Macar,Romanya,Bulgaristan dedelerimziden kalan hiçbir vakıf malımızı vermezken bizim ha bire kilise ve yabancı vakıflara daha önce sahibi oldulkları gayrimenkulleri iade etmemizi kabul edemiyorum.

AB’den sorumlu devlet bakanı Eğemen Bağış bizi AB.İstanbul ofisinde kahvaltıya davet etmişti. Orada içinde bulunduğumuz ve Boğaziçi Köprüsünün altında bulunan yer daha önce Rum cemaatinin ortaokulu idi. İBB yıllar
önce parasını ödeyerek burayı satın almıştı ama biz şu an iade ettik ve onların kiracısıyız demişti.

Bu fakir de haklı olarak sayın bakın biz bu kadar cömert davranırken Yunanistan ve bir zamanlar Osmanlının toprağı olan onlarca ülke deki vakıf mallarımız bize iade edilmeden biz bol keseden iade ediyoruz diye tepki göstermiştim. Bakan da bize ait olan bir şey vermedik zaten onlarında diyerek kendisini savundu. 
Bunun üzerine sayın bakın AYASOFYA’yı da onlar yapmıştı Surları da o zaman sizin bu mantığınızla Ayasofya’da gidecek gibi demiştim. Biz ülkemizdeki yabancıların mallarını iade ediyorsak bizim vakıf mallarımıza el koyan Yunanistan,Romanya,Macaristan başta olmak üzere dış ülkeler de bizim eksi mallarımızı versinler ki biz de malları eski sahiplerine verelim dedim.Ben bunu hiç mi hiç kabul etmem. Bu işin sonu da yok… yarın öbür gün Bizans’ı ihya etme derneği çıkıp arkadaş Rum vakfına ortaokulu verdin bana da AYASOFYAYI vereceksin derse ne yapacağız ?
Dış ilişkilerde mütekabiliyet esas olması gerekirken biz ülke olarak yıllardır vakıf mallarını iade ediyoruz diyerek ciddi bir yanlışa imza atıyoruz. Biz de dış ülkelerde olan vakıf arazilerimizi alalım biraz kardeşimmm….
Ahan da yazdım bu işin sonu AYASOFYA’ya kadar gidecek…
Müslümanlar bir an önce Namazlıklarını alıp Fatih’in bizlere hediyesi olan Ayasofya da namaz kılarak burayı hemen tekrar camiye çevirmeleri şarttır. 
AYASOFYA’ nın da içinde bulunduğu İstanbul’u Kahpe Bizans’ın elinden alarak bizlere hediye eden ceddimiz Fatih’in Ayasofyası’na yazık olmasın… Bir devlet yetkilisi benim endişelerimi gidersin lütfen…
Hüseyin ÇETİNER / Zeytinburnu Times 
 
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.