Zeytinburnu Belediye başkanı Murat Aydın’ ı 1999 dan beri yakinen tanıyorum ve takip ediyorum.

 

Zeytinburnu 1957’de ilçe oldu.1984 de ise belediyelik .İlk belediye başkanımız Sayın Muzaffer Çavuşoğlu 1984-1989 döneminde Zeytinburnu’na belediye başkanlığı yaptı.

 

Çavuşoğlu iyisiyle kötüsüyle ilçe için bir şeyler yapmaya çalıştı. Keşke iyi bir teknik ekibi olsaydı ve o zaman gece kondu’dan 3 – 4 katlı binalara geçilirken daha sağlıklı bir çalışma yapılabilseydi iyi olurdu. Ama o günün şartlarında Çavuşoğlu ancak o kadar yapabildi.

 

İlçemizin 2.belediye başkanı Hasan Yılmaz’ da 1989 –1994 döneminde ilçeyi yönetti.

 

Üçüncü Belediye başkanımız Dr.Adil Emecan ise 1994 -1999 döneminde DSP den seçilip ANAP’a geçerek belediye başkanlığı yaptı.

 

Murat Aydın İse 1999 ‘da Fazilet partisinden seçime girerek % 27 ile ilçenin dördüncü belediye başkanı oldu. Bu dönemde Aktif olarak aynı zamanda siyasi yaşamında içindeydim. Başkan yaptığı alt ve üst yatırım çalışmaları ile ilçede bir çok sorunu en aza indirdi.Birinci dönemi 2004 yılında bitti.

 

Benim Ak Parti de ilçe başkan yardımcısı olduğum ve 28 Mart 2004 de yapılan yerel yönetim seçimlerinden ben ve iki arkadaşımın Kazlıçeşme mitinginde HAPİS cezası aldığı seçimden sonra başkan % 27  olan oyunu Ak Parti ilçe belediye başkanları içinde Zeytinburnu belediye başkanı Murat Aydın oyunu iki misli arttırarak TAM % 52 yaptı.

 

29 Mart 2009 yerel yönetim seçimlerinden Murat Aydın beşeri münasebetlerindeki eksiklikler ve çalışma arkadaşlarından bazılarının başkanın çalışma hızına uymamalarından dolayı % 52 olan oyunu koruyamayarak % 44 seviyelerine düşmüş olsa da kendisine en yakın parti olan CHP’ye 16.000 bin oy fark atarak açık ara seçimi almıştı.

 

O gün ben de aynı programı bir saatten fazla takip ettim. Daha sonra başka bir yerdeki görüşmeme yetişmek üzere ayrıldım. Yolda iken bazı arkadalar telefon açarak olayı bana aktardılar. Sorulara baktığımda çoğunun 1968 model olduğunu gördüm.

 

Sosyal Demokrat bir görüşe sahip olan Tayfun Zorlu arkadaşım verilen soru kağıtlarına tam 12 tane soru sormuş.

 

İçinde gayet makul ve mantıklı olan “Neden soruları yazılı alıyorsunuz direkt sorsak olmaz mı ? demiş. Ben de bu konuda programların sunuculuğunu  yapan Kültür müdürü Mustafa Aydın’a sormuştum.

 

Bana üç makul gerekçe söylemişti ve tatmin olmuştum. Neydi bu gerekçe,birincisi art niyetli bazıları programı provake etmek için ortamı bozan tarzda girişler yapabilirler.

 

İkincisi bir çok vatandaşımız mikrofon ile konuşmaya alışık olmadığı için derdini tam ifade edemeyebilir.

Üçüncü gerekçe de vatandaşın sorduğu sorular elimizde olsun ki o an çözemediğimiz konular var ise sonradan ilgilenebilelim demişti.

 

Bir çok belediye başkanı seçildikten sonra halka hiç uğramadığı halde Zeytinburnu Belediye başkanı Murat Aydın ve içlerinde bayan müdürler de olmak üzere gecenin geç saatine göre halkın karşısına çıkarak hesap vermeye çalışmaları çok güzel bir uygulama olduğunu düşünüyorum.

 

Tayfun Kardeşim aynı soruları Başakşehir belediye başkanı ve benzeri birisine sorsaydı onların Murat Aydın gibi sakin ve makul bir şekilde cevap vermeyeceklerine eminim.

 

 

Bu doğru ve mantıklı bir sorudur. Ben de daha önce sormuştum bana bir kaç tane gerekçe sunmuşlardı makul ve mantıklı gelmişti. Ancak Tayfun Zorlu’nun sorusuna başkan bir sonraki toplantıda cevap verir inşallah. Bence de en azında her toplantıda 3 veya 5 kişiye sözlü olarak soru sorma imkanı verilmelidir.

 

 

Yeşiltepe mahallesi ne Tayfun’un nede başka birisinin babasının tapulu malı değil. Dolayısıyla hiçbir vatandaş başka bir vatandaşa şuraya girersin buraya giremezsin diyemez. Hele bu kişi ilçe seçmeninden % 44 oy alan belediye başkanı ise buraya giremezsin demeye kimsenin haddi değildir.

 

Belediye başkanına partinden istifa et demek hiç alakası olmayan birisini ilgilendirmez. Murat başkan genç kardeşim Tayfu’un rencide etmek isteseydi bu sorular ile muhatabını yerin dibine batırmasını çok iyi bildiğinden eminim. Ama başkan bu kadar ağır ithamlara rağmen genç kardeşimi onore etmeyi ihmal etmemiş. Medeni cesaretinden dolayı tebrik bile ederek sorularına güzelce cevap vermeye çalışmış. Mesela diyebilirdi ki  neden Yeşiltepe bana kapalı olsun ? Partimden istifa edip etmeyi söylemek sana mı kalmış deseydi bu sözlere kim itiraz edebilirdi ?

 

Soruya bakar mısınız.Birilerinin cebine para attığına hüküm verilmiş. Sadece bunun kim olduğu soruluyor. Tayfun kardeş soru sorma uzmanı bir gazeteci olarak sorduğun soruların % 95’i ideolojik. Burada amaç sorularının cevabını öğrenmek değil karşı tarafı küçük düşürme gayesi olduğu ilk başta görülüyor.

 

Eğer amaç üzüm yemek olsaydı soru şu şekilde olmalıydı. “ Kamuoyunda tretuar ihalelerinde bazı usulsüzlükler olduğu iddiası var siz bu konuda ne düşünüyorsunuz” ?

 

Ülkenin başbakan’ına “başbakan denilen adam “ hitabı bana göre kastı aşan ÇİRKİN,ve  BASİT bir söylemdir. Ben Tayfun veya başbakanı sevsin onu tabulaştırsın demiyorum. Ama sorular seviyeli ve anlamlı olsun. Bunu söylerken de başbakan’ın avukatlığına yeltenmiyorum yağcılık da yapmıyorum. Makamlara saygılı olma benim çok önem verdiğim bir konu. Bugün Recep Tayyip Erdoğan o makamda yarın belki Tayfun Zorlu olur. Aynı soru daha usturuplu bir şekilde ifade edilebilirdi.

 

 

 

 

 

 

Tayfun başta olmak üzere bazı kişiler Murat Aydın’a yağcılık yaptığımı düşünebilirler ama benim kimseye yağcılık yapmaya ihtiyacım yok.

 

Her türlü eleştiriye saygı ile bakarım. Ancak hakaret ile eleştiriyi birbirine karıştıranları da doğru bulmuyorum.

 

Özetle genç kardeşim Tayfun Zorlu’nun bazı soruları 1968 model devrimcilerin ifade ettiği soru tarzı ile örtüşüyor.

AKP’den istifa diyor başkanın buna ne diyeceğini merak etmekle birlikte ben hemen sadece Neden istifa etsin diyeyim ?

Yada birisinin istifa et demesi ile istifamı olur ?