DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF.DR.ALİ ERBAŞ KILIÇLA MİNBERE ÇIKTI
86 Yıl camiden uzaklaştırılan Ayasofya Camisi emekli bir öğretmenin uzun yıllar yeniden açmak için çaba sarf ettiği dava 10 Temmuz 2020’de yargının verdiği karar ile Ayasofya’nın 1934 yılında bakanlar kurulu kararı ile müzeye dönüştürüldüğü karrı iptal etmesinden sonra diyanet işleri başkanlığı 24 Temmuz 2020 de ilk Cuma namazının kılınacağını duyurmuştu.
Zeytinburnu Times Haber Merkezi / Hüseyin Çetiner /Sultanahmet / İstanbul
AYASOFYA’DA CUMA NAMAZINA 350 BİN KİŞİNİN KATILDIĞI AÇIKLANDI …
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Ayasofya’86 yıl aradan sonra kılınan ilk Cuma namazından hem hutbeyi irad ett hem de Cuma namazını kıldı. Yeşil Sancak Minber’e asıldı ve minberin sağ giriş tarafına kılıç konuldu. Erbaş, hutbeye elinde kılıçla çıktı.İlk Cuma’ya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yanı sıra çok sayıda protokol üyesi katıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş Ayasofya'da ilk cuma hutbesine kılıçla çıkmasını soran gazetecilere, "Fethin sembolü olan camilerde bu bir gelenektir. 481 yıl kesintiye uğramadan kılıçla çıkılmıştır. Bu geleneği bundan sonra da devam ettireceğiz İnşallah" dedi.
İŞTE İLK HUTBE
"Cenabı Hak milletimize ve İslam alemine hayırlı eylesin, cemaatini bol eylesin, içerisinde imamlarımızın müezzinlerimizin güzel hizmetler yapmasını, insanlığı doğru dini bilgi ile doyurma noktasında, güzel tilavetlerle gönüllerini coşturma noktasında en güzel hizmetleri nasip eylesin. Ayasofya fethin sembolüdür. Fethin sembolü olan camimizde İnşallah nice insanlar ibadetlerini yaparlar ve dini bilgilerini öğrenirler.
Her köşede bir cami dersi yapar geçmişteki Ayasofya medresesinin fonksiyonunu icra eder hale getirmeye çalışacağız İnşallah. Camiler aynı zamana bir mekteptir.
Peygamber efendimizin camilerde nasıl sahabeyi yetiştirmesi mümkün olduysa, biz de gençlerimizi yetiştirmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
ERBAŞ'IN KILICI TUTUŞ ŞEKLİ NE MESAJ VERİYOR?
Erbaş'ın kılıcı tutuş şekli de sosyal medyanın gündemine oturdu. Sağ el ile tutmanın kılıç kullanma, sol elinse dosta güven mesajı verdiği belirtilerek, sol eli kılıç kınında, sağ eli üstünde olan Erbaş'ın, "Savaşa da varız, barışa da. Hangisini isterseniz" anlamını taşıdığı yorumu yapıldı.
24 TEMMUZ CUMA HUTBESİ
“Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır! Ve o asker, ne güzel askerdir!” (Ahmet b. Hanbel, Müsned IV, 325)
Muhterem Müslümanlar !
Bu gün, Ayasofya’nın kubbelerinde yeniden tekbir, tehlil ve salavatların yankılandığı, minarelerinden ezan ve salâların yükseldiği gündür. Evlad-ı Fatihan’ın hasreti, ulu mabedin sessizliği sona eriyor.
Ayasofya Cami-i Şerifi bugün yeniden mümin ve muvahhit cemaatine kavuşuyor.
Bizleri böyle şerefli ve tarihî bir günde bir araya getiren Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun. “Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır.
Onu fetheden komutan ne güzel komutandır! Ve o asker, ne güzel askerdir!" buyurarak fethi müjdeleyen Resûl-i Ekrem Efendimize salat ve selam olsun.
Bu müjdeye nail olma aşkıyla yollara düşen İstanbul’un manevi mimarı Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri başta olmak üzere, ashab-ı kirama, onların kutlu
izinden gidenlere, Anadolu’yu bize vatan eylemiş, korumuş ve emanet etmiş olan bütün şehit ve gazilerimize selam olsun.
Çağının en gelişmiş teknolojisini üreten, gemilerini karadan yürüten, Allah’ın izni ve inayetiyle İstanbul’u fetheden, sonra da bu aziz şehrin tek bir taşına bile zarar gelmesine izin vermeyen, o genç ve dirayetli padişaha, Fatih Sultan Mehmet Han’a selam olsun.
Ayasofya, asırlar öncesinden gelen gül rengi bir muştudur. Ayasofya, fethin nişanesi ve kıyamete kadar cami olması kaydıyla onu vakfeden Fatih’in emanetidir.
Bu nadide emanetin cemaatine kavuşması için dünden bugüne canla başla emek veren büyüklerimize, ilim ve fikir insanlarımıza, irfan ve ihsan öncülerimize, tüm kardeşlerimize selam olsun.
Aziz Müminler!
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, beş asır boyunca cami olarak müminleri bağrına basan mukaddes bir mekânın, aslî vasfını kazanmasıdır.
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, başta Mescid-i Aksa olmak üzere, yeryüzünün bütün mahzun ve mazlum mescitlerinin ümide kavuşmasıdır.
Ayasofya’nın ibadete açılması, temeli tevhid, tuğlası ilim, harcı erdem olan medeniyetimizin yükselmeye devam edişidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Bizim medeniyetimiz, cami merkezli bir medeniyettir. Camilerimiz, birlik ve dirliğimizin, ilim ve irfanımızın kaynağıdır. Yüce Rabbimiz, cami ve mescitleri imar edenler hakkında şöyle buyurmaktadır: “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yolda oldukları umulanlar bunlardır.”
Bir caminin yapılması ve varlığını koruması için gayret gösteren kimseleri Peygamberimiz cennetle müjdeler: “Her kim Allah için bir mescit bina ederse, Allah da ona cennette bu mescidin benzeri bir köşk bina eder.”
Aziz Müslümanlar!
Şimdi bize düşen, birlik ve kardeşlik şuuruyla camilerimizi canlı tutmaktır. Camilerimizi hayatımızın merkezine almaktır. Kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla camilerimizde olmak, camilerimizle hayat bulmaktır. Ayasofya Cami-i Şerifi’nin ifade ettiği ulvi anlamlara sahip çıkmak için daha büyük bir inanç, azim, kararlılık, heyecan ve özveri ile çalışmaktır.
İstanbul Times Yayın Grubu olarak 24 Temmuz 2020 saat 10.00 da Ayasofya’ya 500 metre kalaya kadar gelebildik. Ancak Hilal Büfe’nin bulunduğu bölgeden aşağıya inemedik.
Cuma namazımızı bir cafeterya’nın içinde kılarak bu tarihi güne şahitlik etmenin mutluğunu yaşadık.
Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)