Kadın hakları üzerine konuşmalarla başlayan söyleşide, kadının seçme ve seçilme hakkının yanı sıra seçilememe nedenlerine de değinildi.

Sibel Eraslan, söyleşinin diğer konuğu Avukat Şeyma Döğücü’ye ise “Siz ilk başörtülü meclis üyelerinden birisiniz? O süreçte neler yaşadınız?” sorusunu yöneltti. Konuşmasına AK Parti’nin kuruluşundan, tabanının sosyolojik yapısından bahsederek başlayan Döğücü yaşadığı zorlukları da şu sözlerle özetledi: “Partide başta başörtülü, başörtüsüz olarak bir oran gözetildi doğal olarak. Vitrin önemsendi. Bu o günlerde hoşuma gitmeyen bir durumdu. Başörtülülerin işin mutfağında olduğunu görüyordum. Meclis üyeliği ise benim ilk seçilme tecrübem değildir. Baro seçimlerinde başörtülü ilk yönetim kurulu adayıydım. Babam bir müftüydü, bizi okumaya yönlendirmiş, bir gün bir yerlere geleceğimiz bilinciyle büyümüştü. Seçilmeyi her zaman önemsiyordum. Haksızlığı ise hazmedemiyordum. Çalışmalarım ve bu türlü haksızlığa karşı duruşlarımla partide yer aldım. Artık kapıların açılması gerektiğine karar verildiğinde, bana da teklif geldi ve meclis üyeliğine aday oldum. Muhalefetten tepkiler geleceğini elbette biliyorduk, parti de zaten bununla baş edebilecek bilinçteki kişileri seçmiş, aday göstermişti.
”
Sibel Eraslan’ın “Başbakan 3 çocuk diyor, hem de kadının siyasetin içinde olmasını istiyor. Fakat zamanlar buna göre ayarlanmış değil. Partilerin ışıkları bile sabahlara kadar yanıyor. Kadından büyük bir performans bekleniyor. Bütün bunlar biz kadınların aleyhine değil mi?” sorusuna Fadime Özkan şu cevabı verdi: “Bence değil. Burada da kadının ısrarcılığı, organizatörlüğü gerekiyor. 3 çocuk politikası uzun vadeli nüfus politikası için gereklidir. Bunu şu an iktidarda başka bir hükümet olsa, onun da söylemesi gerekirdi. Kadınlar çocuk sahibi olmayı ve anne olmayı seçtiler diye iş hayatından uzak durmak zorunda da bırakılmamalı. Mesela süt izni diye bir konu var. Şirketler süt iznini fazla buldukları için bu yasadan faydalanacak kadınları çalıştırmayı tercih etmiyorlar. Devlet buna, şirketleri teşvik edecek bir çözüm bulmalı.”

Kadınların gerek siyaset, gerek iş, gerekse toplumsal alanda yaşadığı problemlere ve iyi yöndeki çalışmalara değinilen söyleşide, Eraslan her iki konuğuna da “En başarılı bulduğunuz kadın siyasetçi kim?” sorusunu yöneltti. Fadime Özkan; konuşan devletten işiten devlete geçişi yansıttığını ve samimi olduğunu düşündüğü için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin cevabını verirken, Şeyma Döğücü ise; 28 Şubat döneminde, dönemin siyasi otoritesine karşı erkeklerden daha dik ve cesur duruşundan dolayı eski İçişleri Bakanı Meral Akşener’i başarılı bulduğunu söyledi.