OKUYAMAMAK ENGEL OLMADI
Aşçılık mesleğini çok severek yaptığını anlatan Oghan, “Okumayı çok isterdim ama maddi sıkıntılardan dolayı okuyamadım ve okulu bırakmak zorunda kaldım. Köyde de iş bulamayınca İstanbul’a ağabeyimin yanına geldim. Birçok işte çalıştım daha sonra Kapalıçarşı’da küçük bir esnaf lokantasına bulaşıkçı olarak girdim. Beş yıl orada çalıştıktan sonra ustamdan yemek yapmayı öğrendim ve aşçı oldum. Her sabah saat 7 gibi tezgahı açıyorum. Yemeklerimi severek ve keyifle yapıyorum. Müşterilerimle iletişimim çok güzel. Onlar gelip yemeğimi yiyip beğendiklerinde çok mutlu oluyorum. Şaka yapmayı çok seviyorum, müşterilerime ve gelen turistlere illa ki şaka yapıyorum bu durum onların da çok hoşuna gidiyor.” dedi.
GURBETTEKİ TEK TESELLİSİ
Tiyatroyla nasıl başladığını anlatan Oghan, “İş yerinden bir garson arkadaşım vardı. İş esnasında onunla sürekli şakalaşıyorduk. Bir gün yine şakalaşırken bana ‘Tiyatroya yazılsana’ dedi. Birkaç gün düşündüm. Bana da mantıklı geldi ve ilk adımı atıp tiyatro kursuna yazıldım. Önce özel bir kursa gittim. Orada yaklaşık bir sene oynadım ama şansım yaver gitmedi. Daha sonra Zeytinburnu Belediyesi Gösteri Sanatları Akademisi Tiyatro Bölümü’nün açtığı ücretsiz kursu duydum. Büyük bir heyecanla mülakatlara katıldım. Seçmelerde ‘Cimri’ adında bir oyunu oynadım. Sahnede çok keyif aldım. Bu duyguyu jürideki hocalarıma da yansıtmış olacağım ki bin kişinin arasından seçildim. O günden sonra asıl maceram başladı. Haftada dört gün kursumuz var. Pazartesiden perşembeye kadar sürüyor. Müzik, dans ve doğaçlama eğitimleri alıyorum. Haliyle eğitimlerimiz çok yorucu geçiyor. Bir taraftan aşçılık diğer taraftan oyunculuk epey yoruluyorum. Ama hem aşçılığı seviyorum hem tiyatroyu seviyorum. İkisini de bir arada yürütüyorum. Sağ olsun bunda başta Mehmet Usta olmak üzere tüm hocalarımın büyük yardımı oluyor. Onlara çok teşekkür ederim.” diye konuştu
.
“İŞTEN ÇIKINCA DOĞRUDAN OYUNA KOŞUYORUM”
Aşçılık ve tiyatronun beraber zor olduğunu belirten Gürkan Oghan, “Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi çalıştığım yere uzak kaldığı için işten çıkınca eve gidemiyorum, doğrudan Gösteri Sanatları Akademisi’ne geliyorum. Haliyle yoruluyorum. Aşçılık yaptığım yerde sağ olsunlar iş arkadaşlarım yardımcı oluyor. Zor oluyor ama tiyatroyu seviyorum. Burada tam bir aile ortamı var. Hocalarım aynı zamanda arkadaşım gibi. Oyuncu arkadaşlarım da her zaman bana destek oluyor hepsine çok teşekkür ederim.” ifadelerini kullandı.
ROLÜNÜ MUTFAKTA EZBERLİYOR
Oyunlara nasıl hazırlandığını da söyleyen Oghan, “3 yıldır burada tiyatro yapıyorum. Her sene farklı bir oyun oynuyoruz. Oyundan önce hocalar bir test veriyor. Biz de o testi ezberliyoruz. Daha sonra hocalar rollerimizi söylüyor bize. Tabii ben çalışırken zaman sıkıntısı çekiyorum. Kimi günler Metrobüste kimi günler de lokantada çalışıyorum. Metni mutfakta duvara asıyorum ve testi öyle ezberliyorum buraya gelince de provalar yaparak oyuna hazırlanıyoruz.” dedi.
“HEDEFİM BÜYÜK BİR OYUNCU OLMAK”
Tiyatrodaki hedefini de anlatan Oghan şunları söyledi:
“Büyük bir oyuncu olmayı hayal ediyorum. Tiyatro başka oyunculuk başka ama sahnede oynarken aldığım alkışla daha da keyifli oluyorum ve heyecanlanıyorum. Şu anki hedeflerimden bir tanesi kısa film çekmek. Aklımda bir kısa film var zamanı geldiğinde onu çekimlerini yapmak istiyorum.”