Bakanlığı döneminde kulelerin durdurulması için Başbakan Tayyip Erdoğan'a defaatle öneride bulunduğunu ancak “Sen de tarih diye diye her şeyi engelliyorsun” eleştirisi ile karşılaştığını aktaran Günay, "Ahmet Davutoğlu bana defaatla, 'Bu yapı İstanbul’a hiç yakışmıyor, tarimize saygısızlıktır' demiştir" ifadesini kullandı.
Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker'in "Bakanların da evi var" başlığıyla yayımlanan (26 Ağustos 2014) konuya ilişkin yazısı şöyle:
Dün öğleye doğru Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay aradı.
Karşılıklı hal hatırın hemen ardından. İstanbul’un siluetini bozan Zeytinburnu’ndaki 16:9 Kuleleri’ni konu alan “Hepiniz Şahittiniz” yazımı okuduğunu söyledi.
“Benim meselelerimin en önemlisiydi bu” diyerek, kabineden istifa sürecine atıf yaptı.
Sonraki sohbetimiz boyunca, 16:9’a dair aktardıkları, önemli ayrıntılar içeriyordu.
Yazıp yazamayacağımı sorduğumda “Elbette” yanıtını aldım.
***
Günay’ın paylaştığı anekdotların bir kısmı daha önce basında yer aldı.
Sözgelimi, 2011 Ağustosu’nda inşaatın yükseldiğini görünce, surların etkilenmesi sebebiyle 4 No’lu Koruma Kurulu’nu harekete geçirdiği, vali, belediye başkanı ve il bürokratlarının katılımıyla bir dizi toplantı yaptığı...
“Başbakan’a yüz yüze defalarca anlattım, bu yapının İstanbul’un tarihi siluetini bozduğunu, durdurulması gerektiğini söyledim” diyen Günay, Başbakan’ın da her seferinde kendisine sorun olmadığını söylediğini belirtti.
Erdoğan’ın, 16:9 konusunu açtıkça “Sen de tarih diye diye her şeyi engelliyorsun” dediğini aktaran Günay, “Sizin tepkiniz ne oluyordu” soruma önce güldü, “Herhalde beni ‘solcu, yatırım sevmez’ diye düşünüyordu” dedi.
Ardından da kendisinin “Muhafazakârlıksa, İstanbul’un tarihini koruma konusunda hepinizden muhafazakârım” dediğini aktardı.
Mesut Toprak randevusunu geri çekti
Ertuğrul Günay, bütün çabalarına karşın girişimlerinin nasıl sonuç vermediğini anlatırken, şöyle dedi:
“Bizim Kültür Bakanlığı olarak zabıtamız yoktu ki. ‘Bunu durduralım, surları etkiliyor, silueti bozuyor’dedik bürokratlar itiraz edince, sonuç alamadık.
Hepsi de Başbakan’ın kule müteahhidi Mesut Toprak’ı himaye eden yaklaşımından cesaret alıyorlardı.
Hatta Mesut Toprak benden randevu istemişti bu toplantılar nedeniyle. Başbakan kendisiyle konuşmuş olmalı ki, birden geri çekti. Yani benimle konuşmaya ihtiyaç bile duymadı.”
Bakanların da dairesi var
İki gün önce Miyase İlknur imzasıyla yayımlanan ve 16:9’da bazı “etkili” ve “yetkili” kişilerin daireleri olduğuna ilişkin manşet haberimize değindi Günay. “O kulelerde bazı bakanların da dairesi olduğunu biliyorum” dedi.
İsimlendirme yapmadı.
Günay’ın bu konuda paylaştığı bilgiler arasında en ilginç olanlardan biri de başbakan adayı Ahmet Davutoğlu’nun tutumuna dair olanıydı:
“Ahmet Davutoğlu bana defaatla, ‘Bu yapı İstanbul’a hiç yakışmıyor, tarimize saygısızlıktır’ demiştir.Ben de kendisine ‘O zaman lütfen bu şikâyetinizi Bakanlar Kurulu’nda gündeme getirin. Herkes duysun. Sesli olarak tartışalım” demiştim.
Sonra? Sonrası şöyle olmuş: Erdoğan, Van depremi sonrasında Günay’ı gördüğünde “Evet biraz abartmışlar” demiş.
Ama iş işten geçtikten, siluet bozulduktan sonra.
“Dolayısıyla” diyor Günay, “tam bir yıl boyunca sayısını hatırlamadığım kadar çok sayıda dile getirdim Başbakan’a bu konuyu, ‘tıraşlamadıkları için küstüm’ bir şey ifade etmiyor”.
Sonra ekliyor: “Bakalım Danıştay kararından sonra ne yapacaklar?”