Küçüklüğümden beri diğer kardeşlerime nazaran kavga ve şiddeti hiçbir zaman tasvip etmez,zorunlu olmadıkça da kavga etmezdim.
Son günlerde Ahmet Hakan Coşkun’a kaba kuvvet bir saldırı yapıldı.Bunu sosyal medya hesaplarımdan paylaştım. Sağduyusuna güvendiğim bir çok arkadaşım bile her şeyin bir bedeli var. Ahmet Hakan’da Kutsalımıza hakaret etmeseydi diyerek yapılan saldırıyı desteklediklerini ifade eden yorumlar yazdılar.
Sağlıklı bildiğim dostların bile şiddeti tasvip etmeleri hem beni şaşkına çevirdi hem de üzdü.
Bir anlık diyelim ki Ahmet Hakan Coşkun Konuşmaları ile değer verdiğiniz partinize,veya sevdiğiniz siyasi şahsiyetlerin hoşuna gitmeyen yazılar yazdı ve programlar yaptı. Bunun karşılığı onun kemiklerini ve burnunu kırmak mı olmalı ?
Eğer cevabınız buna EVET ise o zaman karakolları,savcılıkları,mahkemeleri kısaca asayişimizi sağlayan ne kadar kurum ve kuruluş varsa hepsini kapatalım. Herkes kendi adaletini kendisi sağlasın o zaman.
Toplum şiddete yöneliyor hemen normalleşmesi lazım
En büyükten en küçüğe toplumun geneli her geçen gün şiddete daha da meyilli hale geldi. Ben hiç bir surete ve şartta Aydın Doğan’ ı savunmuyorum. Hatta ben de bir çok haberine ve yayına karşıyım. Ama Mehmet Metiner’in de televizyonda onun tırnaklarını ve dişlerini sökeriz demesini de tasdik edemem. Yabancı sermaye gelsin diye dünya devletleri bir yerlerini yırtarken bizim kendi yerli sermayemizi sen Paralelcisin,sen kartel medyasısın,sen PKK lısın sen şusun sen busun diyerek yıllarca oluşturulan kurum ve kuruluşları bitirmeye çalışmak sağlıklı bir düşünce değil.
Sevgisizlik her yerde
Çevrenize dönüp bir bakın herkes bir üstünden kendisine karşı sevgi olmadığını ifade edecek. Hal böyle olunca da bir çok şey ters gidiyor.
Her şey Para olmamalı
Malum Eylül 2009 da İstanbul’da bir sel felaketi yaşadık. İçlerinde yeminli Mali müşavirden tır sürücüsüne,tır sürücüsünden tekstil atölyesi çalışanına kadar 40 civarında vatandaşımız boğularak hayatını kaybetti. O zaman yetkililer bedeli ne olursa olsun tapulu ve ruhsatlı olsa bile dere yataklarında ne kadar bina varsa yerle bir edeceğiz demişti.Bırakın binaları yıkmayı aynı dere içlerinde,sahil kenarlarında milyar dolarlık bina yapımlarına imar ve izin verdiler.
Yani sanatçının hangi derdime yanam gardaş dediği gibi ben de hangi ters giden işe yanam ey sevgili okurum. Ülkem adına endişelerim her gün artıyor.
Allah ülkemi korusun demekten başka elimden bir şey gelmiyor.
Zeytinburnu Times / Hüseyin Çetiner