banner32

Bahadıroğlu : “İstiklal Marşı’ndaki Korkma! Peygamberimizden ilham olmuştur”

Tarihçi-yazar Yavuz Bahadıroğlu, Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde her ay gerçekleştirdiği Tarih Okumaları söyleşi dizisinde Mart ayında “İstiklal Marşı ve Çanakkale Zaferi”ni anlattı. Çanakkale Zaferi ve İstiklal Marşı’nın birbiriyle ilişkili olduğunu düşündüğünü ifade eden Bahadıroğlu’nun söyleşisinin dinleyicisi her zamanki gibi kalabalık oldu.

Bahadıroğlu : “İstiklal Marşı’ndaki Korkma! Peygamberimizden ilham olmuştur”
Yılların bilgi ve birikimiyle yazdığı onlarca kitabın yanı sıra, verdiği sohbetlerle tarihi bilgilerini dinleyicilerine aktaran Yavuz Bahadıroğlu; 11 Mart günü Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirdiği söyleşide, 12 Mart’ın İstiklal Marşı’nın Kabulü ve 18 Mart’ın da Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü münasebetiyle tarihimiz için önemli bu iki gün arasındaki ilişkiyi konu etti.

Bahadıroğlu; “İslam dünyasını sömürmek isteyen İngiltere bunun yolu olarak İslam dünyasının hamisi, tek özgür devleti ve halifeliğin sahibi Osmanlı’yı işgal etmekte görmüş ve İstanbul’u işgal etmiştir.Bunun bir proje olduğunu hafızalarımızdan çıkarmamamız gerekir. Fakat İngiltere direk olarak kendini kurban etmemiş, Yunanlıları kurban etmiştir. Yunanlı Venizelos sonradan bunu itiraf eder.

Bizi İzmir’e çağırdılar, gittik. Batı Anadolu’ya da geçin dediler. 17 yıl boyunca müthiş bir direnişle karşılaştık. Oyuna getirildik ve savaştırıldık der. Çanakkale bu ülkenin eğitimli nüfüsunun şehit olduğu yerdir ve bizler bugün hala bunun acısını çekiyoruz. Çanakkale Savaşı’nın yaşandığı yıllarda Avrupalılar Osmanlı’yı Hasta Adam olarak ilan etmiştir. Buna rağmen Çanakkale geçilememiştir.Bunun hafızalarımızdan silinmemesi gerekir” dedi.

İstiklal Marşı’nın yazılmasında 17 yıl süren Çanakkale Savaşı’ndan sonra halkta meydana gelen ruhi yorgunluğun da altını çizen Bahadıroğlu daha sonra Mehmet Akif Ersoy’un marşı yazma sürecini
anlattı.

“Anadoluyu gezen 1. Meclis milletvekilleri ki bu meclis bana göre bu ülkenin görüp görebileceği en güçlü meclisti, yorgun halkın onları harekete geçirecek bir marşa ihtiyacı olduğunu tesbit etmiş ve İsmet Paşa’ya bunu rapor etmişlerdir. Sonrasında da yarışma açılmıştır. O sıkıntılı günlerde 500 lira para ödülü koyulmuştur ki; şartlar içinde büyük paradır. 724 şiir katılmış ve 6’sı finale kalmıştır.

İçlerinde bir tane marş olacak şiir çıkmamıştır. Bunun üzerine bakan Hamdullah Suphi, Akif’in yakın arkadaşı Hasan Basri’ye “Akif’e söyle bizi uğraştırmasın, şu şiiri yazsın” demesi ve onun da söz vermesi üzerine yazmıştır. Bir yazısında verilen sözü tutmamanın tek gerekçesinin ölüm olduğunu söyleyen Akif,arkadaşının verdiği söz üzerine İstiklal Marşı’nı bir gecede yazmıştır. İlk mısra Hasan Basri’nin evine çay içmeye gittikleri sırada, bir sağa bir sola giden Akif’in sonra boş bir odaya geçip içeriden bir çığlığıyla ortaya çıkmıştır. Hasan Basri odaya girdiğinde kâğıt olmadığı için duvara yazılmış “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” dizesini görmüştür. Sonrasında Akif hızla oradan ayrılır ve kaldığı Tacettin Dergahı’nda insanın ruhunu zelzeleye tutuşturan şiiri yazar.” diyen Bahadıroğlu daha sonra kendisinin de bir dönem dostluk ettiği Akif’in arkadaşı Eşref Edip’in Akif’ten dinlediği ilk mısranın yazılış öyküsünü anlattı.

Bahadıroğlu; “Mehmet Akif Ersoy ilk mısrayı yazdıran duyguyu Eşref Edip’e şöyle anlatmıştır; “Boş odaya girdiğimde benim bugünkü sıkışıklığımda bir Müslüman daha yaşadı mı diye düşündüm.Ülkenin her yanı düşmanla boğuşuyor diye düşünürken Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye yanında sadece Hz. Ebubekir ile Hicret’ini hatırladım. Ebu Cehil’in yanında binlerce insan vardı. Mağaraya sığındıklarında Ebubekir’in endişelendiğini fark edince “Korkma Ebubekir. Allah bizimledir.” deyişini hatırladığım zaman Peygamberimizin daha büyük bir zorlukta teslim olmayışı aklıma geldi ve böylece ilk mısrayı yazdım.” diyerek Eşref Edip’in hatırasını nakletti.

Şiirin yazıldığı dönemde İstanbul’da birçok şairin olduğunu da söyleyen Bahadıroğlu “İyi edebiyatçılar olmalarına rağmen Yahya Kemal, Ziya Gökalp, Ahmet Haşim gibi şairlerden marş istenmemiştir.Çünkü Akif’in Çanakkale Destanı’ndan iman damlar. Anadolu’yu harekete geçirecek vatan ve peygamber sevgisi ancak Akif’in kaleminden dökülecektir. Üstelik İstanbul şairleri Akif’e göre biraz ırkçıdır.” dedi. 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner33

banner14

banner34