Prof. Dr. Osman Eravşar, Selçuklu medeniyetinin yoğunluk bakımından en önemli eser grubunu kervansarayların oluşturduğunu söyledi. "Kervansarayların ticari hayatın önemli bir parçası olduğunu biliyoruz. Selçuklular, Anadolu'nun kalkınmasının iki temel unsura bağlı olduğunu görüyorlar; bunlardan biri eğitim, diğeri de ekonomidir. Eğitim için medreseler inşa ediliyor. Ekonomi için de birtakım faaliyetler gerçekleştiriyorlar ve ticarete atılmanın gerektiğini fark ediyorlar. Bu çerçevede ticaretin yapıldığı yollar üzerinde ulaşımı kolaylaştıracak önlemler alıyorlar. Ticaret yollarının ıslah edilmesi, bu yolların güvenliğinin sağlanması, yolların üzerinde geçişleri kolaylaştıracak köprülerin inşa edilmesi gibi birçok imar faaliyetlerinde bulunuyorlar. Kervan yolunda tek bir yoldan bahsedilmiyor. Medeniyetten medeniyete aktarılan kültürel bir süreklilik var. Anadolu'nun coğrafi yapısı da yollar sunuyor. Peki bugün kervansaray yolları nerelerden öğreniliyor? Haritalar üzerinden, vakayinamelerden, tahrir defterlerinin yorumlanmasıyla birtakım yol bilgileri ediniyoruz. Yollar tespit edildikten sonra onların üzerindeki kervansaray ve köprüler tespit edilebiliyor."
Eravşar, kervansaray neden ortaya çıktı, Selçuklular bunu neden tercih etti? gibi sorulara şu şekilde cevap verdi. "İlk kervansarayın nerede ortaya çıktığına dair tartışmalar var. Bu yapılara Orta çağda han veya ribat denildiğini biliyoruz. Yolların güvenliğini sağlamak amacıyla kervansarayların yanında kaleler ve benzeri yapılar da inşa ediliyor. Bunların da tespit edilmesi gerekiyor. Ribat konusunda Orta Asya'yı işaret edeceğiz. Kervanların çölde gece soğukta hareket ettiklerini görüyoruz. Çünkü çölde gündüz sıcağında hareket etmek zor. Ticaretlerin de bahar mevsiminde olduğu biliyoruz. Peki kervanlar geceleri çölde yollarını nasıl buluyor? Kara fenerleri bu noktada devreye giriyor. Bunların bir kısmının yol göstermek için yapıldığını bir kısmının zafer kulesi şeklinde inşa edildiğini bir kısmının da dini anlamda caminin mimarisi olarak yapıldığını biliyoruz. Anadolu'da kervansaraylar hem güvenliği sağlıyor hem de devletin otoritesinin oluşmasında etkili bir yapı haline geliyorlar. Bir anlamda devlet kendisini Anadolu'nun en ücra köşesinde bu yapılarla gösteriyor. Bu durum, kervansarayların bir işlevinin devlet yapısı gibi kullanılmak olduğuna işaret ediyor. Bu işlevlerine de devlethane diyoruz."
Eravşar, kervansaray türlerinden bahsetti. "Kervansaraylar, Selçuklu döneminde en çok figürlü ve süslemeli yapılardır. Süslemelerde sınır yok, çok çeşitli burç tasvirleri var. Kervansaraylar kervanın konakladığı yere göre belli tipolojilere tabii tutularak inşa ediliyor. Kapalı tip kervansaraylar ve açık avludan oluşan kervansaraylar var. Bir de avlunun yapıya hâkim olduğu plan tipine sahip kervansaraylar mevcut. Anadolu'da en yaygın olan kervansaray tipi de açık ve kapalı bölümden oluşanlardır. Kervansaray, bir kervanın ihtiyacı olan her şeyi karşılayabilecek dizilimlere sahiptir."