Kıymetli halkımız;
Kâinata baktığımızda insan merkezli bir yaşamın varlığı görülüyor, ancak biz insanlar evrende yalnız yaşamamaktayız. İnsanlar, bitkiler ve hayvanlar olarak evreni paylaşıyoruz. Değerlerimiz açısından insan ‘eşref-i mahlûkat’ yani yaratılmışların en şereflisi olarak görülmekte ve kâinatın insanın tasarrufuna bırakıldığı bilinmekte. Eşref-i mahlûkat olmak bunu hak etmek, ömrümüz süresince kâinatla girdiğimiz muamele ile yakından alakalı. Modern zaman insanları olarak tabiat üzerinde sınırsız tasarruf ve tahakküm hakkımız olduğunu sanmak en büyük yanılgımız. İnsanoğlu olarak kâinatla, tabiatla olan ilişkimiz terbiye edilmemiş bir EGO üzerinden olduğunda, bu gün karşı karşıya olduğumuz pek çok sorunun kaynağını olarak karşımıza çıkmakta Tatmin edilemeyen tüketim, bu tüketime zemin hazırlayan daha çok kazanma hırsı, kazanma hırsının getirdiği güç ve bu gücü elde etmek için her yolun meşru hale getirilmesi, önce insanın ruhunu ve sonrada fiziki ve sosyal tüm çevresini tahrip ediyor. İnsan olarak karşılaştığımız her durumda, ortaya koyacağımız her davranışın bizim, “insanlık” tanımı içinde ki yerimizi belirlediğini unutmamamız gerekiyor ve insanoğlu yaptığı her şeyin hesabını vereceğini bilmelidir.
Tek bir hava bombardımanında yüzlerce insanın öldüğü, canlarını kurtarmak için bindikleri mülteci botlarında ölen insanların artık haberlerinin bile yapılmadığı, milyarlarca $ ı bulan insan ticareti gerçeğinin hiçbir haber bülteninde yer bulamadığı bir dünyada yaşıyoruz. Hayvan haklarını koruma günü münasebeti ile böyle bir dünyada duyarlılığını kaybetmemiş, kurduğu bütün ilişkilerde merhamet ve şefkat eksenli insan modelinin bu çağın en büyük ihtiyacı olduğunu hatırlatıyoruz.
Tabiatın unsurlarından olan hayvanların yaşama haklarının, türlerini devam ettirme haklarının, gıda haklarının ve yaratılış gayeleri dışında kullanılmama ve güçlerinin üzerinde kullanılmama haklarının olduğunu biliyoruz. Bu hakların varlığı onların, bu hakları talebi ile ilgili değil insanoğlunun sorumlu tabiatıyla ilgilidir. Bu haklara hayvanların sahip olduğunu ifade ettikten sonra bu hakların korunması ve riayet edilmesi hususu da yine insanoğlunun insan olma sorumluluğudur.
Yaşama hakkını kabul eden belgelere imza atıp kabul ettikten sonra av yasaklarına riayet etmemek, gereksiz toplu itlaflara veya hayvanın neslini kesen uygulamalara göz yummak, milli parklar yerine doğal ortamlarından mahrum edilerek hayvanat bahçelerinde, gösteri havuzlarında kullanmak, indirgenmiş ve çoğunlukla ego hizmetindeki geçici merhamet duygularını tatmin için hizmet veren petşoplara müsaade etmek doğal dengenin bozulmasında pay sahibi olmaktır. Bu hususlarda TBMM çevre komisyonu ve yerel yönetimlerin uygulamalara yönelik önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Belediyelere ait birçok barınakta hayvanların gıdasız bırakıldığına ilişkin bilgiler bize birtakım çalışmaların yapıldığı fakat denetim ve ehil personel konusunda pek çok sıkıntının olduğuna işaret etmekte.
Caydırıcılıktan uzak her hukuki düzenlemenin, bir nevi yanlış uygulamalar için ön açmak, boş alan oluşturmak anlamına geldiği bilinmekte. Hayatın her alanı ile ilgili yapılan düzenlemelerde cezaların caydırıcı olması beklendiği gibi, tabiatı koruma hususunda yapılan ve yapılacak olan düzenlemelerinde caydırıcı olması, sonraki nesile teslim etmek üzere üzerimizde emanet olan tabiatın korunması için elzem. Hayvan haklarının korunmasına yönelik cezaların fevkalade düşük olduğuna dair uzman pek çok kuruluşun fikirlerine katılıyor, tabiatta geri dönüşü, telafisi imkânsız tahribatların önünü açacak fiillerin en ağır müeyyidelerle cezalandırılmasını talep ediyoruz.
kâinat karşısında insanın tutumu tekrar ifade ediyoruz insanlığının tutumudur. Ve Saadet Partisi Zeytinburnu Kadın Kolları olarak hatırlatıyoruz “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” Aziz milletimizin inanç değerleri bize kâinatla muamelemiz hususunda da en geniş ufku sunmakta. Konu ile ilgili yapılmış ve yapılacak hukuki düzenlemelerde faydalanılmaması büyük kayıp oluşturacak ve çözüme ulaşmayı güçleştirecektir. Geçmişinde çok büyük bütçeli hayvan ve tabiat vakıfları olan bir ülke olarak bu birikimden istifade etmek bizi dünya standartlarının üzerine taşıyacaktır.
Bu minvalde bütün dünyada şefkat ve merhametin en büyük gündem olduğu günleri Allah’ tan diliyor, bunun için gayret eden herkesi saygı ile selamlıyoruz.
AYSEL ÜNAL
SAADET PARTİSİ ZEYTİNBURNU KADIN KOLLARI BAŞKANI