İstanbul'dan uzak kalınca bu güzel şehrin kıymeti daha iyi anlaşılıyor.Millet olarak gözden önce kulaklarımız aşina olmuş, çoğumuz görmeden aşık olmuşuz İstanbul'a.
Oysa yaşarken ne kadar yakınıp şikayet ediyoruz, kendi elimizle ona zarar verdiğimizi bile bile suçluyoruz her zaman. Ama yinede vazgeçemediğimiz bir sevgili edasıyla özlemle yeniden koşuyoruz güzelim İstanbula. Kaybolasımız geliyor tarih kokan sokaklarında,denizin kokusunu buram buram ciğerimize çekip bu eşsiz şehrin kalabalığında kaybolmak geliyor içimizden.
Ah İstanbul seni yaşamak ne güzel...
Bu şehrin güzelliğini anlatmaya ne şairlerin mısraları, ne yazarların kalemleri kafi gelmiş. Hayal dünyalarını renklendirip aldıkları ilhamla İstanbula aşık olmuşlar. Şehrin manasını, inceliğini ve içindeyken fark edilmeyen güzelliklerini lisan dili yapmışlar. Kalemlerine kelime yapmış, cümle yapmış, şiir yapmış akmışlar yüreklerimize.
Dünyada bukadar özelliği bir arada bulundurabilen, her semtinin birbirinden ayrı dokusu ve tarihiyle bambaşka diyarlara götürdüğü, güzelliği, coğrafyası, mimarisi, yaşanmış aşkları, anlatılmış efsaneleriyle, binbirgece masallarından çıkmışcasına gizemli kaç şehir vardır dünyada.
Kaçına görmeden aşık olunmuş, kaçı medeniyet ruhunu kaybetmeden hala ayaktayım dercesine bugüne taşınmış, kaçı şairlerin ilham kaynağı olabilmiş. Yada kaç şehir vardır ki mevsim içinde mevsimi barındırmış bünyesinde lale mevsimiyle, erguvan mevsimiyle.
Dünyada başka bir İstanbul daha yok
Evet dünya üzerinde İstanbul gibi bir şehir daha yok. Bu noktada İstanbulu bir şiir tadında anlatamam ama şu var ki mesele İstanbulda yaşamakta değil İstanbul'u yaşayabilmekte. İstanbul'u İstanbul gibi sevebilmek asıl olan..
Gözlerini kapattığında bir Üsküdar çekebilmeli ciğerine. Bir Ortaköyü, bir Fatihi, bir Beyoğlunu hisedebilmeli. Çamlıdan, Emirgan'a, Aşiyan'dan, Adalar'a kadar tüm güzelliklerini yaşayabilmeli. Sıcacık bir çay eşliğinde bütün alımı ve tarifsiz güzelliğiyle kız kulesinin seyrine dalmalı dakikalarca.
Üsküdar'dan Beşiktaş'a giderken seninle beraber yola çıkmaya hazır martıların, yarış edercesine süzülmesinin keyfini çıkartmalı heyecanla. İki yaka arasında mekik dokuyan boğaz seferinde inci bir gerdanlık misali boğaz köprüsünün görüntüsü ile Leyl-i Derya şehrinin gizemli güzelliğini solumalı.
Mısır çarşısında baharat kokusu
Mısır çarşısının birbiri içine geçmiş baharat kokusunu soluklayıp Eminönün'de balık ekmek yerken galata kulesinin yıllara meydan okurcasına İstanbul'u seyretmesine özenip onu taklit etmelisin her seferinde. Larcivert denize bakarken hüzün kaplamış yüreğin, açan güneşle beraber masvavi suların üstünde oluşan ışık taneleriyle yeniden umut olarak işlenmeli yüreğine.
Beyazıt'da, Cağaloğlun'da dolaşıp sahafçıları ziyaret etmek iyi bir okur olmayanları bile cezbedebilecek ayrı bir güzelliği Şeh-i İstanbulun.Ve tarihi mimarisiyle bizleri geçmişe yolculuğa çıkaran Süleymaniye, Ortaköy, Fatih, Ayasofya camileri, Topkapı sarayı, sarnıçları, hisarları, sarayları ve diğer tarihi eserleriyle bizleri tarihin derinliklerine çekiveriyor ansızın.
Bu güzel şehre büyük bir değer katan Ebu Eyyûb El-ensarî hazretlerinin kabrini ziyeret edip Eyüp sultanda bir sabah namazı kımanın manevi hazzını, İstanbul semalarında minareleri göklere uzanan Sultan Ahmet'te ezan dinleyip Beyazıt camisinde sabah namazı sonrası Kuran ziyafetiyle gönülleri çoşdurmanın hazzını ancak İstanbul'u yaşayanlar bilir..
Bir de çarpık yapılaşma olmazsa
İstanbulu İstanbul tadında yaşamak demişken bunca anlattığımız güzelliklerin yanında kanayan bir yaramız olarak son zamanlardaki çarpık yapılaşmaya deyinmek istedim. İnsanlara adeta tepeden bakan metal yığını rezidanslar ve gökdelenler ile medeniyet ufkumuzu metallere işlemeye çalışır olduk.
Medeniyetimize ve mimarimize ters bu yapılaşmaya artık bir son verilmeli. En doğal haliyle dünyanın incisi olan bir şehrin dokusunu bozmaya kimsenin hakkın yok. Şehr-i İstanbul'un yeni maskelere ve makyajlarla ihtiyacı yok. Biz New York, Dubai yada bir Şanghay görmek istemiyoruz.
Velhasıl her haliyle soluk alan, yaşayan hafızası ve medeniyeti derin bir şehir İstanbul. Yaşamakla, gezmekle övgülerle bitiremediğimiz bitiremeyeceğimiz hayatımıza nüksetmiş kavgalarımızın şehri o.Biz İstanbulu İstanbul tadında görmek ve sevmek istiyoruz yarın çok geç olmadan.
Zeytinburnu Times / Canan Aysöndü