Zeytinburnu Times Haber Merekzi
Dünya Fani ölüm ani
Dünyanın geçici ölümün de ani bir şekilde gelebileceğini, ifade eden Güley her an hazırlıklı olmak için islamiyeti tam manası ile yaşamak gerektiğini vurguladı. Herkesin bilgi ve kabrama derecesine görme hitap etmenin ikna için doğru bir yol olduğunu ifade eden konumacı karşınızdakini ikna edebilmek için bilgili olmalısınız ve onun anşlayacağı bir dil kullanarak sorduğu soruya cevap vereceksiniz ki muhatabınız ikna olsun dedi.
İnanmak görmeden olur
Görülmeyen şeye inanılır.Gmrüldükten sonra ise ancvak şahit olunur diyen konuşmacı yaptığı el ve yüz mimikleri ile de konuşmasıa renk kattı. Bir çok okul müdürü,öğrtetmen ve eğitmenin dinlediği konuşma bir buçuk saatten fazla sürmesine rağmen tek bir kişinin bile salonu terk etmemesi her kesin konuşmayı zevkle dinledğinin kanıtı oldu.
Allah bizi odunla besliyor tespiti müthişti
İzmirli Çantacı Nemci abi konuşmasını o kadar güzel örneklerle süslüyorduki dinleyenler hem güldü hem de çok düşündü. Elma ağacının madde itibariyle bir odun olduğunu ifade eden konuşmacı Allah oduna öyle bir vazife yüklemiş ki yarattığı elmenın rengi gözlerimizin,tadı dilimizin,kokusu burnumuzun vitamini de vücudumuzun hoşuna gidiyor. Tüm canlıların burnu aynı yerde,gözü aynı yerde,kulağı aynı yerde. Bu kadar benzerlik bile hepimizin yaratıcısının tek olduğunu göstermez mi diye sorması herkeste evet cevabı aldı.
Kendine iyi bak diyorlar ben de kendine acı diyorum
Son dönemlerde gençler arasında kendine iyi bak diye bir modanın türediğine değinen Nemci Abi bu tabirin içi boş ve yanlış bir söylem.olduğunu ifade ederek ben de buna karşın kendine acı diyırum dedi.
Bir çok güncel konuya Risal-i Nur penceresinde açıklama getirerek yüzlerce dinleyicinin yüreğine su serpen muhteşem bir konuşma yapan Çantacı Necmi’ye 50 yıldır hizmet ettiği Risale- i nurnalara daha nice hizmetler yapmasını diliyoruz..
İşte konuşmanın ana konusu olan 22. szöden minik bir pragraf verelim..
Yirmiikinci Söz [İki makamdır] Birinci Makam
بِسْمِ اللّهِ الرّحْمنِ الرّحِيمِ
وَيَضْرِبُ اللَّهُ اْلاَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ وَ تِلْكَ اْلاَمْثَالُ نَضْرِبُهَا لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
Bir zaman iki adam, bir havuzda yıkandılar. Fevkalâde bir tesir altında kendilerinden geçtiler. Gözlerini açtıkları vakit gördüler ki; acib bir âleme götürülmüşler. Öyle bir âlem ki, Kemâl-i intizâmından bir memleket hükmünde, belki bir şehir hükmünde, belki bir saray hükmündedir. Kemâl-i hayretlerinden etraflarına baktılar. Gördüler ki: Bir cihette bakılsa azîm bir âlem görünüyor. Bir cihette bakılsa, muntâzam bir memleket... Bir cihette bakılsa, mükemmel bir şehir... Diğer bir cihette bakılsa, gâyet muhteşem bir âlemi içine almış bir saraydır. Şu acaib âlemde gezerek seyran ettiler. Gördüler ki: Bir kısım mahlûklar var; bir tarz ile konuşuyorlar, fakat bunlar onların dillerini bilmiyorlar. Yalnız işaretlerinden anlaşılıyor ki, mühim işler görüyorlar ve ehemmiyetli vazifeler yapıyorlar…..( Devamı 22.Söz’de)
İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)
