Göç, savaş ve ticaret güzergahları gibi tarihi olayların genetik yapı üzerinde yüz yıllardır silinmeyen izler bıraktığı belirlendi. Örneğin, 13. yüzyıla damgasını vuran Cengiz Han'ın Avrupa'ya kadar ulaşan Moğolİmparatorluğu'nun genetik izlerine bugün de rastlamak mümkün.
Uygurlar'da yüzde 50, Özbeklerde yüzde 39,Türklerde ise yüzde 8 oranında Moğol geni olduğu tespit edildi.
Sömürgecilik, köle ticareti, ipek yolu ticareti gibi birçok tarihi olayın da genetik haritanın şekillenmesinde rol oynadığı belirtiliyor. Çin'deki etnik gruplardan olan "Tu" halkında Avrupalıların DNA izlerine rastlanması bunun bir örneği.
Bu durumun oluşmasında 11. yüzyılda İpek Yolu'yla bölgeye giden tüccarların etkili olduğu düşünülüyor.
İtalya'nın kuzeyindeyse, ortadoğulu genler saptandı. Bu genlerin İsa'dan önce 776 yılında İtalya'ya göç eden Lidyalılar’dan gelmiş olabileceği düşünülüyor.
Ayrıca köle ticaretinin bir sonucu olarak sahra altı Afrika genlerinin neredeyse dünyanın dört köşesine yayıldığı belirtiliyor.