Kızı Neva Cansın Gülses’in klasik kemençe, Turgut Özüfler’in kanun, Murat Süngü’nün çello ile eşlik ettiği ve oldukça kalabalık bir dinleyici kitlesinin katıldığı dinleti boyunca Melihat Gülses Türk Sanat Müziği’nin sevilen bestelerini seslendirdi.
Zeytinburnu Times Haber Merkezi
İlk olarak “Kuş Olup Uçsam Sevgilimin Diyarına” şarkısını seslendiren sanatçı, konserine “İncecikten Bir Kar Yağar” ile devam etti. Sırasıyla “Ne Olur Geri Dön, Hatırla Ey Peri, Tövbeler Tövbesi, Söyle Hiç Mi Beni Sevmedin, Bekledim de Gelmedin, Kaşların Ne Güzel Kara Kız, Çok Aşığın Var Diyorlar” şarkılarını seslendiren sanatçı şarkı aralarında da dinleyicileriyle sohbet etti.
İlk olarak “Kuş Olup Uçsam Sevgilimin Diyarına” şarkısını seslendiren sanatçı, konserine “İncecikten Bir Kar Yağar” ile devam etti. Sırasıyla “Ne Olur Geri Dön, Hatırla Ey Peri, Tövbeler Tövbesi, Söyle Hiç Mi Beni Sevmedin, Bekledim de Gelmedin, Kaşların Ne Güzel Kara Kız, Çok Aşığın Var Diyorlar” şarkılarını seslendiren sanatçı şarkı aralarında da dinleyicileriyle sohbet etti.
Melihat Gülses’in klasik kemençe sanatçısı kızından ve konuklar arasında bulunan Sezen Özmen Topatan’dan da birer şarkı okumasını rica etmesi üzerine Neva Cansın Gülses; Neşet Ertaş’ın “Neredesin Sen”, Topatan ise Azeri şarkı “Meni Attın Ay Gız Ataşa” şarkılarını söyleyerek dinleyicilerin alkışlarına boğuldular.
Sanatçı son olarak dinleyicilerden gelen büyük istek üzerine Cinuçen Tanrıkorur bestesi “Günaydınım Nar Çiçeğim Sevdiğim” şarkısını seslendirdi.
Bir dinleyicinin “Türk Sanat Müziği’ne karşı gençler tarafından neden yalnız TRT müziği gibi bir algı var?” sorusuna Melihat Gülses “Maalesef bahsettiğiniz şekilde bir algı var. Bu ülkede yıllarca sanatçılar ve halk arasında büyük bir kopukluk yaşandı. Benim değerlendirmeme göre bundan otuz yıl önce ben konservatuardayken çok değerli hocalarımızın bir anlamda buna neden olduğunu gözlemledim. Çünkü biz halkın seviyesine inmeyiz, halkı kendi seviyemize çekmek gerekir diye bakıyorlardı meseleye. Fakat televizyon kanallarının artması ve bu konuda önemli çalışmaların yapılmaması bu ayrılığı çok netleştirmiş. Ben de klasik eserler okudum, fakat baktım ki genç nesil bu müziğe çok uzak. Onlar ile nasıl yakınlaştırırım diye düşünürken İnce Saz’la “Eylül Şarkıları”nı yaptım. Daha sonra “Beyaz Köpükleri” gençlerin biraz daha anlayabileceği bir altyapıyla yaptım. Üniversitelere, amatör bir ruhla gittim, onlarla konserlerle bir araya geldim. Bu kültürün kimliğini korumak, gençlere sevdirmek için çalışmalar yaptım. Bahsettiğiniz bakış açısının biraz da TRT’nin eski genel müdürlerindeki yasakçı tavrıyla ilgisi olduğunu düşünüyorum. O dönemlerde sanatçılar halka konser veremediler. Bugünkü gibi kültür merkezlerinde şarkı okuyamadılar. Bu son dönemde bu yasaklar kalktı ve her yere gidebiliyor, halkla buluşuyor, özellikle belediyelerin ücretsiz konserleriyle halka bütünleşebiliyoruz.” cevabını verdi.