Akciğer Kanserinin Belirtileri Nelerdir ?
Akciğer kanserinin belirtileri; akciğer kanserinin kendisine, uzak organlara yayılımına veya kanser hücreleri tarafından salgılanan hormon benzeri bazı maddelere bağlı olabilir.
Zeytinburnu Times Haber Merkezi
Sık görülen belirtiler:
♦ Düzelmeyen öksürük.
♦ Balgamla karışık kanama.
♦ Açıklanamayan halsizlik.
♦ Nefes darlığı.
♦ Boyunda veya yüzde şişme.
♦ Tekrarlayan bronşit, zatüre atakları.
♦ İştah veya kilo kaybı.
♦ Ses kısıklığı.
♦ Göğüs, sırt veya omuzda ısrarlı ağrı.
AKCİĞER KANSERİNİN TANISI
Hastanın doktoru tarafından belirtileri değerlendirilerek fizik muayenesi yapılır ve bir dizi inceleme yapılır. Bu incelemeler; tümörün varlığı, yerleşim yeri, komşu organlarla ilişkisi, yaygınlığı, tipi, operasyona uygunluğunu değerlendirmek için yapılır. Tanı için yapılacak bu incelemeler:
Akciğer grafisi
Akciğer kanseri tanısında en çok kullanılan aşamadır. X ışını kullanılır. Akciğerlerde tümör veya tümörün oluşturduğu anormal görünümleri ortaya çıkarır.
Bilgisayarlı akciğer tomografisi
Akciğerde kansere bağlı olabilecek belirtilerin ortaya çıkarılmasında akciğer grafisinden daha duyarlı bir görüntüleme yöntemidir. Üç boyutlu değerlendirilerek, tümörün damarsal ve diğer yapılar ile ilişkisi gösterilir. Bilgisayarlı beyin tomografisi ise tümörün beyine yayılımının olup olmadığının değerlendirilmesini sağlar.
Manyetik Rezonans Görüntüleme
Bilgisayarlı tomografiye benzer ancak görüntülemede X ışını yerine manyetik alan kullanılır. Tümörün yerleşimi ile ilgili bazı özel bilgileri elde etmek için istenir.
Pozitron Emisyon Tomografisi (PET, PET-BT)
Vücut hücrelerinin şekeri kullanması esasına dayanır. Tüm vücutta radyoaktif şekeri tutan tümör hücrelerinin görüntülenmesini sağlar.
Sintigrafik yöntemler
En sık uygulanan tüm vücut kemik sintigrafisidir. Kanserin kemiklere yayılımı değerlendirilir.
Balgam sitolojisi
Bronş salgılarının mikroskop altında değerlendirilerek, tümör hücrelerinin incelenmesidir.
Biyopsi
Mikroskop altında değerlendirmek üzere hastalıklı bölgeden örnek doku alınmasıdır. Biyopsi örneği, göğüs duvarından akciğerlere ulaşılarak, bronkoskop ile veya küçük cerrahi bir kesi ile elde edilebilir.
Bronkoskopi
Bronkoskop olarak adlandırılan bir cihaz aracılığıyla akciğerlerdeki hava yollarının gözlenmesi esasına dayanır. Bu işlem sırasında anormal görünüm veya tümör saptanırsa biyopsi alınır.
Mediastinoskopi
İki akciğer arasındaki mediasten olarak adlandırılan bölgenin gözlemlenerek, buradaki lenf bezlerinin alınmasıdır. Bu işlemde amaç kanser hücrelerinin mediasten lenf bezlerine yayılıp yayılmadığını değerlendirmektir.
AKCİĞER KANSERİNİN TİPLERİ
Akciğer kanserinin; küçük hücreli ve küçük hücreli dışı olmak üzere başlıca iki tipi vardır.
Bu iki ana grup tüm akciğer kanserlerinin % 90’ını oluşturur.Küçük hücreli akciğer kanseri; Akciğer kanserlerinin %15-25’ini oluşturur. Oldukca hızlı büyür ve erken dönemde uzak metastaz (yayılım) yapabilir.Küçük hücreli dışı akciğer kanseri; Akciğer kanserinin %70-75’i bu gruba girmektedir. Başlıca üç alt grubu vardır:
Epidermoid kanser
Adenokanser
Büyük hücreli kanser
EVRELEME
Hastalığın yaygınlığının, tedavi için uygun yöntemin belirlenmesi için yapılan değerlendirmedir. Bu değerlendirme sonucuna göre; cerrahi, radyoterapi, kemoterapi gibi tedavi yöntemlerinin seçimi hakkında karar verilir.Küçük hücreli akciğer kanserinde evreleme; sınırlı ve yaygın hastalık olarak yapılır.
Küçük hücre dışı akciğer kanseri ise Evre I-IV arasında dört evrede değerlendirilir. Evre I, II ve III’ün A ve B olmak üzere ikişer alt grubu vardır. Evre IV hastalığın en ileri dönemini tanımlamaktadır. Tümörün göğüs kafesi dışındaki organlara yayılımı söz konusudur.
TEDAVİ
Evrelere göre tedavi yaklaşımları
Küçük hücreli akciğer kanseri
Sınırlı hastalık: Kemoterapi ile birlikte radyoterapi (ışın tedavisi) uygun tedavi yaklaşımıdır.
Yaygın hastalık. Başlıca tedavi yöntemi; kemoterapidir.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri
Evre I : Bu evrede tümör ve lenf bezlerinin cerrahi olarak çıkarılması uygun tedavi yaklaşımıdır.
Evre II: Tümör ve lenf bezlerinin ameliyat ile çıkarılmasının ardından gerekirse kemoterapi veya radyoterapidir
Evre IIIA: Bu evrede ameliyat, radyoterapi ve kemoterapi farklı sıralamalarla uygulanabilir.
Evre IIIB : Radyoterapi ve kemoterapi uygun yaklaşımdır.
Evre IV: Bu evrede kemoterapi veya destek tedavi uygulanabilir.
Akciğer kanseri tedavisinde önerilen tüm tedavilerde amaç; hastalığın kontrol altında tutulması, yaşam süresinin uzatılması, yakınmaların ortadan kaldırılması ve daha kaliteli bir yaşam sağlanmasıdır.
Cerrahi tedavi
Genellikle sınırlı evredeki hastalığın (Evre I, II, kimi zaman evre III) tedavisinde uygulanır. Hastalığı bir akciğerin dışına yayılmamış, uygun hastada seçkin tedavi yöntemidir.
Akciğer kanserli hastaların %10-35’inde cerrahi tedavi uygulanabilmektedir, ancak uygulanan cerrahi tedavi her zaman kesin tedavi anlamına gelmemektedir. Ameliyat öncesi hücre düzeyinde yayılmış tümör, ameliyat sonrası dönemde ortaya çıkabilmektedir.Küçük hücreli akciğer kanserinde cerrahi çok nadiren baş vurulan bir yöntemdir. Tümörün yerleşimine, hastanın solunum fonksiyonlarına göre farklı cerrahi yöntemler belirlenir. Bu yöntemler:
Lobektomi: Akciğerin loblarından birinin çıkarılması
Bilobektomi: Sağ akciğerin iki lobunun çıkarılması
Sınırlı rezeksiyon: Akciğerin bir lobunun bir parçasının çıkarılmasıdır
Pnömonektomi: Bir akciğerin tamamının çıkarılmasıdır
Akciğer cerrahisi genel anestezi gerektiren büyük bir cerrahi işlemdir.
Göğüs kafesinin yanından bir kesi yapılır. Kaslar ve kaburgalar ayrılarak hastalıklı bölge değerlendirilir.
Göğüs kafesinin yanından bir kesi yapılır. Kaslar ve kaburgalar ayrılarak hastalıklı bölge değerlendirilir.
Hastalığın durumuna göre yukarıdaki yöntemlerden biri seçilerek uygulanır. Ameliyat sonrası göğüs boşluğu içerisine bir tüp yerleştirilerek dikişlerle kapatılır. Bu tüp ile cerrahi sonrası kanama ve hava kaçağı takibi yapılır. Tüp genellikle bir gün sonra çıkarılır.
Ameliyat sonrası oluşabilecek komplikasyonlar; Kanama, yara yerinde enfeksiyon, zatüre, solunum sıkıntısı, kansızlık, kalp atım düzensizliğidir. Bu komplikasyonlar yönünden hastanın daha yakından izlenebilmesi için hasta birkaç gün yoğun bakım ünitesinde, daha sonra da yaklaşık bir hafta normal hastane odasında takip edilir.
Cerrahi sonrası hastalığın seyri, hastanın yaşı, genel durumu, hastalığın evresi, hastalığın seyri gibi pek çok faktöre bağlıdır. Cerrahi sonrası iyileşme; 4-12 hafta süre alır.
Hastalığın bazı evrelerinde göğüs boşluğuna sıvı toplanabilir. Bu durum hem nefes almayı zorlaştırır hem de ışın tedavisi verilmesini engeller.
Tedavisi için tüp torakostomi işlemi uygulanır. Göğüs yan duvarından 1 cm.lik delikten sıvı boşaltılır ve tekrar toplanmaması için ilaç verilir. Lokal anestezi ile yapılır. Hasta 1-2 gün hastanede yatar.
Kemoterapi (İlaç tedavisi)
Kemoterapi vücuttaki tüm kanser hücrelerini yok etmek amacıyla özel ilaçlar kullanılarak yapılan bir tedavi şeklidir. Kemoterapi, yukarıda da belirtildiği gibi kanser tedavisinde tek başına, cerrahi tedavi veya radyoterapi ile birlikte uygulanabilir.
Kemoterapi ilaçları hızla çoğalan kanser hücrelerine kan yoluyla ulaşarak etki eder. Kanser hücresinin bölünmesini ve yenilenmesini engelleyerek ölümüne neden olur.
Kemoterapi, ağızdan hap olarak veya damardan infüzyon yoluyla uygulanır. Tedavi düzenli aralıklarla, genellikle 3-4 haftada bir verilir. Bu yaklaşımda amaç; hastanın tekrar güçlenmesine ve sağlıklı dokuların kendisini yenilemesine olanak sağlanmasıdır.
Genellikle kemoterapide birkaç ilaç birlikte uygulanır. Bu yaklaşım tedavi etkinliğini arttırır. İlaç uygulanımı için genellikle hastaneye yatış gerekmez. Kemoterapi kanser hücrelerini etkilerken, kıl kökü, kemik iliği, mide barsak mukozası gibi vucutta hızlı çoğalan sağlıklı hücrelere de etki eder ve bu etkilere bağlı olarak kemoterapinin yan etkileri ortaya çıkar. Normal hücreler kendilerini yenilediklerinden yan etkiler genellikle geçici olmaktadır.
Kemoterapiye bağlı sık görülen yan etkiler :
Yorgunluk, Bulantı, kusma , Saç dökülmesi , Ağız yaraları , İshal
İlacın kemik iliği üzerine etkileri ile; kansızlık, lökopeni (vücudun savunma hücreleri olan lökositlerin sayısında azalma), trombositopeni (kanamayı durduran hücreler olan trombositlerin sayısında azalma)
Ellerde ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
Kemoterapinin uygulandığı yerde deride kızarma
Radyoterapi (Işın tedavisi)
Hızlı bölünen kanser hücrelerinin yüksek enerjili X ışınları ile öldürülmesi esasına dayanır. Ağrısız bir yöntemdir.
Bu tedavi uygulandığı bölgedeki tümör hücrelerini öldürmektedir. Tümör hücreleri bu tedaviye normal hücrelerden daha fazla duyarlıdır, bu nedenle daha fazla ölürler.
Etkilenen bölgedeki normal hücreler hızla kendilerini yenilerler. Radyoterapi öncesinde tedavinin yapılacağı klinikte tedavi planlanır. Bu süre içerisinde tedavi masasında hareketsiz yatan hastanın tedavi alanı, deri üzerine çizilerek belirlenir.
Tedavi odasında kalış süresi 10-30 dakikadır, tedavi 1-5 dakika sürer. Genellikle tedavi 2-6 hafta devam eder. Tedavi hastayı radyoaktif hale getirmez, çevredeki insanlara zarar vermez.
Bu tedavi uygulandığı bölgedeki tümör hücrelerini öldürmektedir. Tümör hücreleri bu tedaviye normal hücrelerden daha fazla duyarlıdır, bu nedenle daha fazla ölürler.
Etkilenen bölgedeki normal hücreler hızla kendilerini yenilerler. Radyoterapi öncesinde tedavinin yapılacağı klinikte tedavi planlanır. Bu süre içerisinde tedavi masasında hareketsiz yatan hastanın tedavi alanı, deri üzerine çizilerek belirlenir.
Tedavi odasında kalış süresi 10-30 dakikadır, tedavi 1-5 dakika sürer. Genellikle tedavi 2-6 hafta devam eder. Tedavi hastayı radyoaktif hale getirmez, çevredeki insanlara zarar vermez.
Radyoterapi sonrası sık görülen yan etkiler:
Halsizlik
Tedavi bölgesindeki deride kaşınma, soyulma, kızarıklık, kıllarda dökülme
İştahsızlık Öksürük, balgam çıkarma, boğaz ağrısı, yutmada güçlük (genellikle tedavinin 2-3. haftasından sonra
Uz.Dr. Banu Altoparlak
Avrasya Hospital Göğüs Hastalıkları Uzmanı
Kaynak : İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)