Yarım asırlık hekim olan Op.Dr. Hüseyin Urlu’nun 1998’de kurup hastalara şifa dağıttığı Avrasya Hastanesi Zeytinburnu yerleşkesi hekimlerinden Göğüs Hastalıkları Uzman Dr.Kanan Abbaslı ile sizin için konuştuk.
Astım Deyip Geçmeyin Astım nedir?
Astım, alt solunum yollarının kronik (müzmin) ve mikrobik olmayan iltihabı sonucu gelişen, doğrudan veya dolaylı uyaranlarla tetiklenen, havayolu aşırı duyarlılığı ile ilişkili bir hastalıktır.
İstanbul Times Haber Merkezi / Hüseyin Çetiner
Astım, tüm dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği tahmin edilen ciddi bir halk sağlığı sorunudur.
Ülkemizde yaklaşık her 100 erişkinden 5-7’sinde, her 100 çocuktan 13-15'inde görülmektedir.
Her yaştan bireyi etkileyebilen, doğru tedavi ile kontrol altına alınabilen, kontrol altına alınamadığında ise günlük aktiviteleri ciddi olarak kısıtlayabilen bir hastalıktır.
Hocam Astımın Belirtiler Nelerdir Peki ?
Astım, özellikle gece ve sabaha yakın ortaya çıkan hırıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışma ve/veya öksürük gibi solunumsal yakınmalar ve havayolu tıkanıklığı ile kendini gösterir.
Ortaya çıkan bu belirtiler sıklıkla tedaviyle veya kendiliğinden düzelmektedir. Yakınmaların şiddeti saatler, günler hatta haftalar içinde değişkenlik gösterebilir. Hastalık alerji, irritanlar, egzersiz, hava değişimi veya solunum infeksiyonları gibi çeşitli faktörlerle tetiklenebilir.
Hocam Astımın ortaya çıkış ve gelişmesinde rol oynayan risk faktörleri nelerdir?
Risk faktörleri; kişiyi astıma yatkın kılan kişisel faktörler ve genetik olarak astıma yatkın olanlarda astım gelişimine yol açan çevresel faktörler olmak üzere iki grupta toplanmaktadır. Astımın ortaya çıkmasında etkili risk faktörlerinin başında genetik faktörler gelir. Astım alevlenmesine yol açan faktörler ise genellikle çevresel olanlardır.
Kişinin alerjiye yatkınlığı ve havayolu aşırı duyarlılığı gibi genetik nedenleri en önemli kişisel risk faktörleri arasında sayılır.
İç ve dış ortamdaki allerjenlerin astım alevlenmelerine yol açtıkları bilinmektedir.Allerjenler; özellikle iç ortamda bulunan ev tozu akarları, ev hayvanları (kedi, köpek), hamamböceği, küf mantarları, dış ortamda bulunan polenler ve küf mantarları astım gelişmesinde rol oynayan önemli çevresel faktörlerdir. Aktif ve pasif sigara içiciliği, iç ve dış ortam hava kirliliği , mesleki duyarlılaştırıcılar da bir diğer önemli çevresel risk faktörleridir.
Hocam Astım Tanısı Nasıl Konulur Peki ?
Astım tanısında en önemli nokta hastadan ayrıntılı öykü alınmasıdır. Hastanın muayenesinde her zaman bulgu olmayabilir.
Değişken solunumsal yakınmalar sorgulanmalıdır. Özellikle yakınmaların zaman içinde şiddetinin ve sıklığının değişkenlik göstermesi, gece veya sabah uyanınca kötüleşmesi,egzersiz, gülme, allerjen, soğuk hava ile tetiklenmesi, genellikle viral infeksiyonlardan sonra ortaya çıkması tanıda önemli ipuçlarıdır.
Tanıda daha sonraki aşama, tanının doğrulanması açısından hastanın solunum fonksiyon testleri (SFT) ile değerlendirilmesidir.
Bu testlerle akciğerlerin kapasitesi, astım hastalığının şiddeti ve hastanın klinik durumu hakkında önemli bilgilere ulaşılır. Tanıda SFT ile havayolu tıkanıklığının ve değişkenliğinin gösterilmesi gerekmektedir.
Bronş provokasyon testleri havayolu duyarlılığını ölçmek, astım tanısını desteklemek veya dışlamak amacıyla yapılabilir.Kan veya deriden yapılan allerji testleri ile astıma neden olan veya tetikleyen allerjik ajan ortaya çıkarılabilir. Deri testleri allerjiyi saptamada öncelikle tercih edilir.Mevcut testlerle tanı doğrulanmadığı halde astımı taklit eden hastalıkları ile ilgili ayırıcı tanıya gidilmelidir.
Peki astımda tedavi ve izlem süresi ne kadardır?
Astım etkin ve uygun tedavi ile kontrolü sağlanabilen bir hastalıktır. Günümüzde astım tedavisi kontrol odaklı olup,hedef astım kontrolünü sağlamaktır. Astım kontrolünün iki bileşeni vardır; yakınmaların kontrolü ve gelecek risklerin önlenmesi. Yakınmaların kontrolü Astım Kontrol Testi, Astım Kontrol Ölçeği, Astım Tedavisi Değerlendirme Soru Formu gibi anketlerle yapılarak uygun tedavi ile sağlanmaktadır.
Astım tedavisinin hedefi; semptom kontrolünün sağlanması ile birlikte astım atağı, havayolu tıkanıklığı ve ilaç yan etkileri gibi risklerin önlenmesidir. Astım kontrol altına alındıktan sonra hastanın yakınmaları ve mevcut solunum fonksiyon testleri bulguları ile basamak tedavisi uygulanarak izlem altına alınır.
Basamak tedavisi; astım kontrol düzeyine göre tedavinin ayarlandığı ve ideal tedavinin uygulanmasını hedefleyen bir yöntemdir. Kontrol altında olmayan hastalarda ilaç doz ve çeşidi artırılması (basamak çıkmak), iyi kontrol sağlanan hastalarda ise ilaç doz ve çeşidinin azaltılması (basamak inmek) şeklinde uygulanır.
Hastalarda kontrol sağlandıktan bir süre sonra ilaç dozu gittikçe düşürülerek düzenli ilaç kullanımının sonlandırılması mümkün olabilmektedir. Ancak ilaç dozunu hasta kendisi azaltmamalı veya ilacını kesmemelidir.Özel durumlar dışında genelde 3 ayda bir yapılan kontroller çoğu hastada yeterlidir.
Hastalıkta ara ara tam düzelme dönemleri olabileceği ve bunun hastalığın tamamen iyileştiği anlamına gelmediği hastaya anlatılmalı ve takiplerine düzenli gelmesi gerektiği hatırlatılmalıdır. Düzenli takip, uygun ilaç kullanımı ve doktor önerilerine uyulması ile astımın tam kontrolü mümkündür.
Tedavide iki tip ilaç kullanılır:
1.Kurtarıcı veya semptom giderici ilaçlar-Hızlı etki eden rahatlatıcı bronş genişleticiler ile yakınmalar ve ataklar düzeltilir .
2. Kontor edici ilaçlar-Uzun dönemde kontrol edici ilaçlar ile astım yakınmaları ve ataklar önlenebilir.
İIaç tedavisi ve çevre kontrol önlemleri ile kontrol sağlanamayan astımlı hastaya immünuterapi(aşı tedavisi) başlanabilir.
Daha detaylı bilgi için:
Avrasya Hastanesi Zeytinburnu Yerleşkesi Telefon : 0212- 665 50 50
Avrasya Hastanesi Küçükköy Gaziosmanpaşa Yerleşkesi Telefon : 0212- 612 00 00
www.avrasyahospital.com.tr
Kaynak:İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)