Kalbi ve ruhi hayatımız iflas etmiş, Muhammedi yaşamı hayatlarımızdan bertaraf etmişiz. Oysa Peygamberimiz veda Hutbesinde; "Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Kuran-ı Kerim ve Peygamberinin sünnetidir" demişti.
Şimdi ne oldu bize, İslam ümmeti böyle değildi deyip duruyoruz kendi kendimize. Ve her gün bir umut ışığı varmı diye bir arayış içindeyiz.
İşte böyle hassas bir dönemde Mevlüt Kandili yani peygamberimizin doğuşunun yıldönümüne iştirak edeceğimiz bu günlerde Muhammedi
duruşumuzu gözden geçirmemiz gerektiğine inanıyorum. O duruş ki tevhid ekseninde, adalet çizgisinde, özgürlük yolunda, onurlu, ve erdemlik esasına dayanır. Bizlerde bu değerler ekseninde kutlu doğumla beraber Allah'ın elçisi Hz Muhammed (s.a.v) ile kalbi buluşmamızı gerçekleştirmemiz ve bunu hayatımızın her döneminde yaşatmaya çalışmakla mükellefiz.
Kutlu doğum yeni doğuşu temsil ettiğine göre bizlere Resulün ümmeti olarak, yeniden doğuşumuzun muştusu olabilmemiz bunun için çabalamamız gerekiyor. O'nun doğumuyla ölmeye mahkum olmuş insanlık nasıl canlandıysa, bizlerde onun misyonuyla bunu gerçekleştirmek için çabalamalıyız.
Gösteriş için değil gerçekten kutlu doğum olsun
Burda önemli olan kalıplaşmış kutlamalardan uzak onun misyonunun anlayabilmek onu hayatımızın içerisine alabilmek olmalı. Hz Muhammed 571 yılında doğdu demeden önce niye doğduğunu anlamalıyız. Doğduğu ve öldüğü tarihi değil yaşantısındaki dava aşkını, ahlakı, adaletini anlatmalıyız. Onun sadece ahlak değil ahkam peygamberi olduğunu, sadece sevgi peygamberi değil aynı zamanda özgürlük peygamberi olduğunu,sadece merhamet değil aynı zamanda adalet peygamberi olduğunu anlatmalıyız anlamalıyız.
Onu sadece senede bir gün anmak iki lokum dağıtıp salavat çekmekle üzerimizdeki sorumluluktan kaçamayız. Onu hayatımızın her anına taşımalıyız. Sormalıyız kendimize Resul hayatımızın neresinde ? Evet onu özel hayatımızdan, iş hayatımıza, sosyal yaşantımızdan, siyasi hayatımıza velhasıl hayatımızın her evresine buyur edebilmemiz lazım.
Onun gibi yürüyen, dirayetli ve direnişci, sürekli ümmetim diyen, hayatının hiçbir vaktini boş geçirmeyen, ibadetlerinde ihlaslı, haramdan uzak duran, adaletli, sevgi ve merhamet dolu bir peygamberin yorulmuş, bitkin, yalanla hayatını idame ettiren, fitneye karışıp birbirine düşen, faiz için yarışıp, ibadetlerini göstermelik yapan, samimiyetsiz bir ümmeti olduğumuzun farkındamıyız.
Peygamberimizin sünnetini her an yaşamalıyız
Onun gibi sürekli yürüyen ilerleyen bir peygambere, onun izinden giden onun misyonunu kuşanan birbiriyle birlik olan bir ümmet yakışır. Ona çektiğimiz her salavatın bizlere sorumluluk getirdiğini, ona bağlılık olduğunu, onu savunmak ve yaşamak olduğunu bilelim. Vakit bizler için geç değil samimiyet e inançla az zamanda çok şeyler yapabiliriz.
Herşey benimle düzelecek mi diyen kardeşlerime de şunu söylemek istiyorum. "Bir çiçekle bahar gelmez ama her baharı ilk haber verende bir çiçektir " bunu bilip Kutlu doğum öncesi kendimize gelelim. Biz bize emanet edilene sahip çıkalım gayri gerisi Mevlamın takdiri...
Siyer-i Nebi Külliyesi Hayırlı ve uğurlu olsun
Sayın Yusuf Kaplan hocamızın yazısında bizlere müjdelediği bir haberide sizlerle paylaşmak istiyorum.
Arifan Külliyesinin kurucusu Ömer Faruk Akkaya Hoca Peygamber sevgisini akıllara ve kalplere ulaştıracak "Siyer-i Nebi Külliyesi" adıyla bir proje hazırlamış. Ülkemizin ve İslam aleminin büyük bir eksikliği olması hasebiyle okuyunca çok heyecanlandım ve çok sevindim. Sivasta gerçekleştirilmesi düşünülen proje Cumhurbaşkanına sunulacak. Elli bin metrekare bir alan üzerine inşaa edilip aynı anda onbeşbin kişi ziyaret edebilecek.
Peygamberimize ait öğrenilebilecek herşey çok detaylı bir şekilde ele alınmış. Yüzyılın en büyük projelerinden birisi olacak bu çalışma için destek veren herkesten Allah razı olsun.Şimdiden Ülkemize ve Ümmette hayırlı eylesin.
Peygamberimize ait öğrenilebilecek herşey çok detaylı bir şekilde ele alınmış. Yüzyılın en büyük projelerinden birisi olacak bu çalışma için destek veren herkesten Allah razı olsun.Şimdiden Ülkemize ve Ümmette hayırlı eylesin.
Zeytinburnu Times / Canan Aysöndü